Başka bir deyişle onun veya bir başkasının fedakârlık kapasitesinin sebepleri neydi? | TED | بعبارة اخرى، ما هي دوافع قدرته أو قدرة أي شخص آخر على الإيثار؟ |
Doktorlarım, ciğerlerimin kapasitesinin yüzde 70'e düştüğünü söylediler, ve bu beni öldürüyordu. | TED | قال لي أطبائي أن قدرة رئتي إنخفضت إلى 70 في المائة وأنها تقتلني |
Bizim hatamız, dünyanın kendini tamir etme kapasitesinin sınırı olmadığını varsaymamızdı. | TED | كانت غلطتنا أن نفترض بأن قدرة الأرض للإصلاح الذاتي ليس لها حدود. |
Fakat bildiğin bir şey var o da yalan söyleyebilme kapasitesinin olduğu. | Open Subtitles | لكن مّا تحيط بهِ علماً، هو قدرتها على الكذب. |
Yüke dayanım kapasitesinin zarar görüp görmediğine bağlı. | Open Subtitles | هذا يعتمد على ..فيما لو كانت قدرتها على تحمل الحمل قد نقصت |
İçimizde inanılmaz bir hafıza kapasitesinin gizli olduğunu birinci elden öğrendim. gizli olduğunu birinci elden öğrendim. Ama eğer hatırlamaya değer | TED | تعلمت مباشرة أن هناك قدرات مهولة للذاكرة كامنة في كل منا ولكن إذا أردت أن تعيش حياة مليئة بالذاكرة |
İlk 24 saatlik saldırıda, Kuzey Kore'nin misilleme kapasitesinin %90'ını etkisiz hale getirebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا تجنب 90% من قدرة الرد لديهم فى اول 24 ساعة من الهجوم |
Geminin güç üretme kapasitesinin en az yarısı yok olmuş. | Open Subtitles | على الأقل نصف قدرة توليد الطاقة على السفينة معطلة |
Seninki gibi hapşırmak, ciğerlerinin kapasitesinin çok fazla olduğunu gösterir. | Open Subtitles | مع عطسة مثل التي لديك ، تلك تخبرنا الكثير عن قدرة رئتك |
Kabaca tüm Amerika'nın güç üretim kapasitesinin yüzde 80'i. | Open Subtitles | ذلك تقريبا ً 80 بالمئة من قدرة توليد طاقة الكهربائية للولايات المتحدة |
Bir psikiyatrist sizlere, davalının böyle korkunç bir cinayeti... işleme kapasitesinin olduğunu anlatacak. | Open Subtitles | الطبيب النفسي سيقدم لكم توضيحاً حول قدرة المتهم على إرتكاب مثل هذه الجريمه المروعه |
Gerçek şu ki, modern bilim, bizlere insan vücudunun kapasitesinin -yani benim veya sizin vücudunuzun- 90 yıl olduğunu söylüyor. Bu sayı, kadınlar için biraz daha fazla. | TED | حسنا , حقيقه الآمر هي أن أفضل العلوم تخبرنا أن قدرة جسم الآنسان , جسمي أنا ، و جسمك أنت قادر على أن يعيش ما يقارب 90 عاما، و أطول قليلا بالنسبة للنساء. |
İnsan aklının kapasitesinin sınırlarının ötesine geçtik olağan üstü bir seviyede yaptık bunu | TED | إستطعنا أن نتعدى قدرة العقل الإنساني إلى مستوى فائق الروعة . |
Ve, benim için...bir mühendisin kapasitesinin mükemmeliyetçiliği için gurur duyması. | Open Subtitles | وبالنسبة لي ... في قدرة مهندس الذي يفخر بأنه دائما على الكمال. |
bir araştırma asistanı olarak kapasitesinin tamamını sergilediği yüz ifadelerinden anlaşılıyor. | Open Subtitles | تعبير وجهها يبين الموقف الذي أظهرته طوال الوقت في قدرتها بأن تكون مساعدة في البحث |
Görüş kapasitesinin ne kadar iyi olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع أن أرى أن قدرات المراقبة الخاصة بها جذابة |
Şu ifadeyi bir düşünün: İnsan, beyin kapasitesinin sadece yüzde 10'unu kullanır. | TED | فكرو بالعبارة التالية: يستخدم الإنسان 10% فقط من قدرات المخ. |
(Gülüşmeler) Gerçek ise, insan beyin kapasitesinin yüzde 100'ünü kullanır. | TED | (ضحك) الصواب هو أن البشر يستخدمون 100% من قدرات أدمغتهم. |