| Kaplan'ın gemideki güvenli alanlara girmesi lazımdı. | Open Subtitles | يتوجب على كابلان ان يصل لمنطقة امن السفينة |
| Donna Kaplan'ın, şirket sosyopatının kariyerini ne başlattı? | Open Subtitles | أخبريني مالذي أطلق العنان لدونا كابلان لقتل المعتلين إجتماعيا في الشركات |
| Korkarım ki Kaplan'ın yedek planı daha sert olabilir. | Open Subtitles | أخشى كابلان احتياطية خطة سيكون أكثر تطرفا. |
| Ne yazık ki, Bay Kaplan'ın çabaları onun amaçlanan sonuçlarına ters düştü. | Open Subtitles | (لسوء الحظ ، جهود السيدة (كابلان أدت إلى حدوث عواقب مقصودة لها |
| Bay Kaplan'ın talimatları gayet açıktı. | Open Subtitles | تعليمات السيد كابلان كانت محددة جدا. |
| Bu, Olive Kaplan'ın tomografisi. Meşhur "küçülen çocuk." | Open Subtitles | هذا الرسم السطحي لـ(أوليف كابلان) الطفلة المتقلصة |
| Howie Kaplan'ın seni 50 yardlık atışta geçtiği zamanki bakışı her sabah okula kadar olan koşuda seni geçtiğimde sürekli antrenman yap sürekli dene bakışı, değil mi? | Open Subtitles | -كالوقت الذي هزمت من (هاوي كابلان) في قفزة الـ 50 ياردة وذهب كلانا لنركض في المدرسة كل يوم واستمرينا في هذا. |
| "Ben Epstein ve Cam Calderon sizi en içten dilekleriyle sıkı dostları David Kaplan'ın veda partisine davet ediyor." | Open Subtitles | بين أبستين) و (كيم كاردلون) يدعونكم) " بشكل وديّ " (للحضور لتوديع صديقهم المخلص (دافيد كابلان |
| İddiaya girerim ki şu çocuklar Mr. Kaplan'ın arabasına yumurta atacaklar. | Open Subtitles | أراهن بأن هؤلاء الأطفال هم من ضربوا سيارة(كابلان) بالبيض |
| Bayan Kaplan'ın kız kardeşidir. | Open Subtitles | اه، شقيقة السيد كابلان. |
| Ve Bay Kaplan'ın onu muhasebecini kaçırmak için tuttuğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | هل تعتقد أن السيدة (كابلان) قامت بتوظيفها لإختطاف رجلك المالي ؟ |
| Hastan, Kaplan'ın üzerinde çalışmanı istediği kişi. | Open Subtitles | مريضك ، الشخص الذي وظفتك (كابلان) لتعمل على تعديل ذاكرته ؟ |
| Bu arada, Kaplan'ın tam da amaçladığı gibi aktif görev dışındasın. | Open Subtitles | في الوقت الحالي ، أنت خارج الخدمة الفعلية وهو الأمر الذي رغبت (كابلان) في أن يحدث |
| - Ben de öyle. - Kaplan'ın işi olmalı. | Open Subtitles | ـ وأنا اعتقدت ذلك الأمر أيضاً ـ لابٌد أن (كابلان) هي الفاعلة |
| Bunun arkasında Kaplan'ın olduğuna inanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن (كابلان) المسئولة عن ذلك الأمر |
| Ödeme yapılmadıysa, bu Kaplan'ın bankada bir haltlar karıştırdığındandır. | Open Subtitles | ، إذا لم يكُن قد تم دفع تلك الأموال فقد حدث ذلك لإن (كابلان) تدخلت وقامت بفعل شيء مع البنك |
| Kaplan'ın hesaptan alındığını sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت أنه قد تمت إزالة (كابلان) من على ذلك الحساب |
| Kaplan'ın yeni şoförünün adını ve adresini söyletmeni istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج منك لجعلها تُخبرك (بإسم وعنوان السائق الجديد لـ(كابلان |
| Ve duyduğum şey, iş ortağın Bay Kaplan'ın müthiş bir düşman olduğunu kanıtlıyor. | Open Subtitles | (وما أسمعه هو أن شريكتك ، السيدة (كابلان تُثبت أنها تُمثل خصماً هائلاً لك |
| Kaplan'ın istihdamında bir çalışanı öttü. | Open Subtitles | (تحصلت عليه من مُقاولة يعمل لصالح (كابلان |