Bir noktada, adamcağız bir yandan hıçkırarak, karısıyla seks yaptı. | TED | وكانت مازالت الحازوقة مستمرة، وعندما كان يمارس الجنس مع زوجته |
Cindy, ne kadar büyük bir aptalsın. Hâlâ eski karısıyla yatıyor. | Open Subtitles | سيندي، أيُعقَل أن تكوني غبية هكذا إنه مازال يضاجع زوجته السابقة |
Korkarım ki, karısıyla ilişkiye girdiğinde bunu unutmuş olan kişi sensin. | Open Subtitles | أخشى أن تكون أنت مَن نسى, عندما قررت التورط مع زوجته |
Buradaki işlere burnunuzu sokmanız... bir adamın başka birinin karısıyla yatmasına benziyor. | Open Subtitles | أن تتدخلوا فى شؤوننا هنا، هو مثل النوم مع زوجة رجل الآخر |
Eğer, hikayeyi öğrenirlerse, Amir Yardımcısı'nın karısıyla... aynı yatakta yakalansa bile kariyeri için bundan daha fazla şansı olur. | Open Subtitles | لو قُبض عليه وهو يضاجع زوجة مدير العمليات لكانت احتمالاته بالاحتفاظ بوظيفته أكبر من أن يكتشف ضلوعه في القصة |
Yüzbaşı ise, adamın karısıyla kızının huzur içinde yatmasına izin vermiyordu. | Open Subtitles | و هو لم يرد أن يترك زوجته و ابنته يرقدان بسلام |
Adamın karısıyla çalışıyor olmasının çıkar çatışması yaratacağını düşünmüyorsun değil mi? | Open Subtitles | ألا تعتقد بأنه سيشكل لنا عبء ، لعمله مع زوجته ؟ |
Gece 23:00 civarında karısıyla konuşmuş. Sabah köpeği almasını söylemiş. | Open Subtitles | كان ضحيتنا في البيت مع زوجته و إبنه، ليلة البارحة. |
Çiftlikten çıkıp, karısıyla konuşup kocasının iyi olacağını söyleyen de bendim. | Open Subtitles | وانا من ذهب الى المزرعه وتكلم الى زوجته ووعدتها بأن زوجها |
Hayır, adamın teki az kalsın beni karısıyla oturma odasında basıyordu. | Open Subtitles | لا كاد ان يمسك بي رجل اقبل زوجته في غرفة معيشتهم |
O sabah çalıştığım yerde karısıyla karşılaştım ve oğulları hastaydı. | Open Subtitles | ذلك الصباح التقيت زوجته حيث أعمل وكان ابنها الصغير مريضاً |
- karısıyla ben konuşurum. - Hayır, o benim hastamdı. | Open Subtitles | سوف أذهب لأتحدث مع زوجته لا , لقد كان مريضي |
Şef Wiggum, bir adam kendi oğlunun ağaç evinde karısıyla vakit geçiremez mi? | Open Subtitles | يارئيس ويجام , ألا يستطيع الرجل ان يستمتع برفقة زوجته فى عرزال ابنه؟ |
Yani karısıyla uygunsuz bir şekilde konuşurken sizi duydu. | Open Subtitles | اذن, فانت تعنى انه سمعك تخاطب زوجته بما لايليق ؟ |
Bu adamın karısıyla kardeşim arasındaki bağ TV dizisi olarak görünüyor. | Open Subtitles | الصلة بين زوجة ذلك الرجل وأخي تبدو أنها ذلك البرنامج التليفزيوني. |
Belki de bu kıskançlıkla ilgilidir. O belki başka adamların karısıyla vakit geçirmiştir. | Open Subtitles | ربما هذا هو الشيء الغيرة انه مما يجعل الوقت مع زوجة رجل آخر |
Gerçek şu ki bana modellik yapan albaylardan birinin karısıyla yattım. | Open Subtitles | الحقيقةهي.. انني نِمت مع زوجة واحد من العقداء , الذين اختبروني |
Anna Foster, başkanın kızı, Prag başkanı ve karısıyla temaslarda bulundu. | Open Subtitles | ابنه الرئيس انا فوستر اخذت جولة مع رئيس بلدية براغ وزوجته. |
Sakin ol. Sorumlunun bana bir iyilik borcu var. Onu karısıyla tanıştırdım. | Open Subtitles | هذا رائع المسئول مدينا لى بخدمة فلقد عرفته بزوجته |
Hatırlayamadığı karısıyla o kadar çalıştıktan sonra bir donmuş kapuçinoya ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | يحتاج كوب نعناع بعد العمل الشاق مع تلك الزوجة التي لا يتذكرها |
Bana Pete Garrison'ın işten birinin karısıyla yasak aşk yaşadığını düşündüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد اخبرنى ان بيت غاريسون على علاقة بزوجة احدهم فى العمل |
Birinin karısıyla bir videoda görülürse, Brian Williams'ın kariyeri ne hale gelir biliyor musun? | Open Subtitles | ماذا تعتقد أنه سيحدث لبريام ويليام فى حياتة المهنية؟ اذا مسك مع شخص آخر غير زوجتة على شريط؟ |
Muhtemelen de karısının üvey kardeşiyle yattığı kadar karısıyla yatamıyor fakat bu bir çığ etkisi oluşturdu. | Open Subtitles | غالباً ليس كما حدث عندما ضاجع الأخت غير الشقيقة لزوجته ولكن تأثيره مستمر |
- Bilmiyorum, Elinde Cole'un eski süper kahraman karısıyla ilgili video kaydı olmasından olabilir. | Open Subtitles | أوه لا أعلم ، إنه شيء عن امتلاك شريط لزوجة كول السابقة البطلة الخارقة وهي تعمل |
Fırıncının karısıyla yatma nedenim anahtar içindi. | Open Subtitles | انا فقط نمت مع زوجه الخباز من اجل المفتاح |
Keşke Peter'ın karısıyla arası daha iyi olsa. | Open Subtitles | أتمني هي و زوجت بيتر أنتتحسنالامورطويل |
Ve bir sürü adam bütün bir gün karısıyla tek kelime konuşmaz. | Open Subtitles | الكثير من الرجال لا يتحدثون إلى زوجاتهم طوال اليوم |
Ayrıca, sadece bir pislik bir başka kontrolörün karısıyla iş çevirir. Bu yazılı olmayan bir kural. | Open Subtitles | إضافةً إلى، فقط الحثالة الذين يدورون حول زوجةِ المراقب الآخرِ. |
Eğer hastanın odasına daha erken gitsen belki karısıyla konuşsan öğrencilerinden biri seni yönlendirse bu vakanın çok farklı sonuçlanacağını düşünmüyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك نفي احتمالية انك لو زرت المريض بفترة اقرب او تحدثت للزوجة |
Böylece karısıyla konuşsun. Bunu yaşam kanıtı olarak kabul edebiliriz. | Open Subtitles | ـ ـ ـ إذاً هو يُمْكِنُ أَنْ يَتكلّمَ مع زوجتِه ونحن سَنَقْبلُ ذلك كبرهان الحياةِ |