İçimde seni öpmek için karşı konulmaz bir istek var, Ellen Brody. | Open Subtitles | لدى رغبة لا تقاوم فى ان اقبلك إلين برودى |
Zor bir gün geçirdiklerinde... karşı konulmaz, dokunulmaz Venüs birdenbire esnek bir bakireye dönüşebilir. | Open Subtitles | التي لا تقاوم, و لا يمكن الإقتراب منها, فينوس و التي سرعان ما تصبح البكر الساذجة عندما يمرون بيوم صعب |
Soğuk suda yıkanıp kaşıntı geçince rahatlarlar ama orada bile karşı konulmaz bir kaşınma isteği vardır. | Open Subtitles | يعطيها الاستحمام في المياه الباردة ..بعض الراحة من الحكة لكن , وحتى هنا فان الحكة الغريبة لا تقاوم |
Buna karşı konulmaz dürtü diyebiliriz. Savunmanı bu şekilde yapabiliriz. | Open Subtitles | يطلق عليه دافع لا يقاوم , وهذا هو دفاع قانوني |
Ben, Bud Bundy, kuzenimin evliliğinin bitmesine sebep olan karşı konulmaz kişiyim. | Open Subtitles | أنا، برعم بندي، وأنا لا يقاوم واحد الذين فضت الزواج ابن عمي. |
Paris'te kılsız alt makbuldür ve erkekler bunu kesinlikle karşı konulmaz bulur. | Open Subtitles | في باريس,الملساء هي أفضل شيء .والرجال يجدون هذا لايقاوم |
Erebus Dağı, efsanevi kaşif Ernest Shackleton için karşı konulmaz bir etkendi. | Open Subtitles | كان جبل (إيربس) عنصر جذبٍ لا يُقاوم لمكتشفٍ أسطوري يُدعى (إيرنست شاكلتون) |
Onu karşı konulmaz bulduğumu düşünüyorsun. | Open Subtitles | تفترضين أنني لم أستطع مقاومة سحرها |
O kıza için, seni karşı konulmaz kılacak bir şeyim var. | Open Subtitles | .عِنْدي شّيء سيجعلك لا تقاوم بالنسبه لها |
Ayrıca karşı konulmaz derecede çekici ve inanılmaz derecede seksi olduğumu düşündüğünü de söylüyorlar. | Open Subtitles | ويقولون أيضا انه لدي جاذبيه لا تقاوم ومثير بشكل لا يصدق |
Çocuk kızın güzel, cazibeli ve karşı konulmaz olduğunu anlayınca her gücü kuvveti yerinde tipik Amerikan erkeğinin yapacağı gibi. ; | Open Subtitles | وعندما وجد الشاب أن الفتاة جذابة .. ، لا تقاوم ... فعل ما يفعله أى شاب أمريكي أصيل |
Mahallede, kadınların karşı konulmaz buldukları çok yakışıklı birini aradığını söylediler. | Open Subtitles | وقال انه كان يبحث على الكتلة... ... لرجل عظيم المظهر النساء يجدن لا تقاوم. |
"Dar iç çamaşırı, bir erkeğe bir kadının rüyalarını süslettirir ve önü açık bir gömlek seksi göğüs kafesini ve karşı konulmaz bir yaşamın zevkini gösterir" | Open Subtitles | "البنطال الضيِق تحول مؤخرة الرجل لحُلم إمرأة" "وقميص مفتوح يُظهر صدرًا مُثيرًا" "ومُتعة لا تقاوم" |
Ayrıca, bir öğretmenin gelip en parlak öğrencisine... en parlak, seksi ve karşı konulmaz öğrencisine... bakmasında hiç bir yanlışlık yok. | Open Subtitles | بالاضافة, ليس هناك خطأ اذا جاء معلمك ... ليتفقد طالبته النجيبة طالبته النجيبه , المثيرة , التي لا تقاوم |
karşı konulmaz bir çekim gücüm var. | Open Subtitles | لدي جاذبية لا تقاوم |
Çok güzel görünüyor, karşı konulmaz çekiciliğimi görmezden gelmeye çalış. | Open Subtitles | محاولة التغاضي عن بلدي تبدو جيدة جدا، سحر لا يقاوم. |
Bu yerler ilkelliğin, tarihin ve klasik olanın bir karışımıdır ve bu bence karşı konulmaz bir şey. | Open Subtitles | مزيج ما بين البدائية و العراقة شىء لا يقاوم |
Bilmiyorum. Forman karşı konulmaz biri. | Open Subtitles | انا لا اعلم انا اعني انه فورمان شديد الاغراء لا يقاوم |
Ama hangi formanın içinde olursa olsun Rex her zaman, karşı konulmaz bir coşku ve azimli... | Open Subtitles | لكن في كل حالاته كان يخلق حماسا لا يقاوم |
Uzun yaz geceleri için karşı konulmaz bir seçenek. | Open Subtitles | خيار لا يقاوم لسهرات الصيف المتأخرة |
Elbette karşı konulmaz. | Open Subtitles | الفصل لايقاوم! |
-Biraz hayalci, bir çeşit... -"karşı konulmaz mı?" | Open Subtitles | ... كان شخصاً حالماً ، كان - لا يُقاوم ؟ |
ama seninkini karşı konulmaz buldum. | Open Subtitles | "ولكن لم أستطع مقاومة اعلانك، |