Catherine'le yalnız görüşüyordu ama doğal olarak iki arkadaş jimnastik salonunda karşılaştılar. | Open Subtitles | رأى "كاثرين" لوحدها لكن الصديقان التقيا في الصالة الرياضيّة. |
Kuluçkaya yattıkları bu kayalıklara geldiklerinde beş yaşındakilerle karşılaştılar. | Open Subtitles | التقيا بعمر الخمس سنوات... عندما عادوا إلى تلك المنحدرات حيث خرجوا من البيض. |
Fakat bir gün, bu pislikler, zar zor anlayabildikleri bir şeyle karşılaştılar. | Open Subtitles | ولكن ... ذات يوم، مجموعة من أولئك الأوغاد قابلوا شيء بالكاد يفهمونه |
Kötü ruhlu bir adamla karşılaştılar. | Open Subtitles | ...قابلوا رجل بروح قذره هذا ما يقوله الانجيل ...الرجل |
Neden? Park yeri için değildi. Sadece yanlış zamanda karşılaştılar. | Open Subtitles | - ربما تقابلوا في الوقت الخاطئ |
Bir gece,bilindik New York modasına uygun bir şekilde... bir galeri açılışında karşılaştılar. | Open Subtitles | تقابلوا فى أمسية (مثالية فى (نيويورك فى إفتتاح معرض رسومات |
Neredeyse bitkin bir haldeyken yeni bir sorunla karşılaştılar. | Open Subtitles | أخيرا ً , قريبا ً من الانهاك يواجهون مُشكلة جديدة |
Büyük direnişle karşılaştılar. 64 tamam. | Open Subtitles | إنهم يواجهون الكثير من المقاومة |
Bir daktilo dükkanında karşılaştılar. | Open Subtitles | التقيا في محل بيع آلات كاتبة |
- Belki tesadüfen karşılaştılar. | Open Subtitles | لعلّهما التقيا صدفةً |
Neandertallerle karşılaştılar, onlarla melezlendiler, dünyaya dağılmaya devam ettiler, ve Güneydoğu Asya'da bir yere, ve Denisovalılar ile karşılaştılar ve melezlendiler ve Pasifik'e doğru devam ettiler. | TED | وقد قابل ال" النيدرثيلس " وتزاوج معه ومن ثم استمر في نشر سلالته حول انحاء العالم وفي مكان ما من جنوب شرق اسيا قابلوا " الديسوفانس " وتزاوجوا معهم ومن ثم انتشروا في المحيط الهادىء |
Ormanın ötesinde, Lancelot ve Galahad ile karşılaştılar... ..ve bir bayram havası yaşandı. | Open Subtitles | و بعد الغابة قابلوا( لانسيلوت)و ( جالاهاد) و كانوا جميعاً سعداء |
Beklemedikleri biriyle karşılaştılar. | Open Subtitles | لقد قابلوا شخص ما لم يتوقعوه |
Hiç ummadıkları biriyle karşılaştılar | Open Subtitles | لقد قابلوا شخص ما لم يتوقعوه |
tesadüfen'mi karşılaştılar? | Open Subtitles | هل تقابلوا بالصّدفة ؟ |
Elbette birbirleri ile karşılaştılar | Open Subtitles | بالطبع تقابلوا |
Merdivenlerde, o an orada görmeyi beklemedikleri biriyle karşılaştılar. | Open Subtitles | "وها هم يواجهون خصمًا لم يتوقّعوا مقابلته عند هذه النقطة" |
Ve algoritmik ticaret bir tarafta gelişti çünkü kurumsal ticaretlere uğraşanlar Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri ile aynı sorunlarla karşılaştılar, bu da haraket ettikleri pozisyonlar arasında -- Proctor & Gamble, Accenture veya herhangi birşey olması farketmeden -- bir şeyin bir milyon hissesini hareket ettirir gibi borsada hareket ettirmeleri. | TED | وقد تطورت " خوارزميات السوق " بسبب أن المضاربين يواجهون ذات المشاكل التي تواجهها سلاح الجو الامريكي حيث يحدث ان يتم تحريك كم هائل من الاسهم او الحصص مثل بروكتور و غامل او اكسينتر او نحو ذلك حيث يحركون ملايين من الاسهم عبر السوق المالي |