Çocuğa bakması için birini arıyorsun ve kadın geçmiş karşında duruyor. | Open Subtitles | أنت تبحث عن شخص ما ليعتني بالصبي. وهيّ تقف أمامك تماماً. |
Yani diyorsun ki arabanın içinde oturan adamı bir saniye içinde karşında buldun. | Open Subtitles | إذن تقولين رجلاً كان في السيارة حينها أصبح أمامك في أقل من ثانية؟ |
Tam karşında... Çünkü sebebi sensin. | Open Subtitles | أمامك و على سجادتك لأنك أنت الذي تسببت بهذا الأمر |
Umutsuz vaka. karşında gerçekten dik kafalı inatçı biri var. | Open Subtitles | رأى رجلاً سميناً،أنتِ تنظرين إلى محتال من عيار 14 قيراطاً |
karşında dumanı tüten silâhıyla dikilen bir adam yerde de her yana kanı sıçramış hâlde yatan başka bir adam var ve senin bütün yapabildiğin parayı düşünmek. | Open Subtitles | هناك رجل يقف امامك ومعه سلاح جاهز والرجل الاخر على الارض ينزف في كل ارجاء المكان وماذا تفعل انت؟ |
Ben olsam senin karşında olmaya tereddüt etmezdim. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لما ترددت للحظة في المحاججة ضدك |
Bilseydim, karşında giyip senin karşında hava atmazdım. | Open Subtitles | لو كنت أعرف، أنا ما كُنْتُ سأَتكبّرُه أمامك. |
Sen o hataları yaparken, o küçük kafede karşında oturup sana kafa sallıyor, seni dinliyor ve destekliyordum. | Open Subtitles | كنت أجلس أمامك بالمقهى أومئ برأسي و أستمع إليكِ و أدعمك |
Etten, kemikten gerçek insanlar, tam karşında. Kafanı çeviremezsin, mısır yiyemezsin. | Open Subtitles | البشر تصطف هناك أمامك لايوجد فشار، ذلك سيكون وقاحة |
O küçük bildirinde öngördüğün şey... tam burada karşında duruyor. | Open Subtitles | كلّ ما تنبّأت به في بيانك الصغير هذا يمثل حيّاً أمامك |
Tam karşında, saat 12 yönünde, seni gözetleyen biri daha var. | Open Subtitles | فى المبنى الذى أمامك مباشرة عبر الشارع هناك رجل بالطابق الثانى يراقبك |
Herşey sarayda senin karşında vuku buldu olanlar sana kanıt olarak yetmiyor mu? | Open Subtitles | كل ما جرى أمامك في القصر كل ذلك ليس كاف كدليل لك |
Üç kez internet popülarite yarışması birincisi... karşında! | Open Subtitles | أمامك الفائزة ثلاث مرات على التوالي بجائزة الحيوان الأكثر شعبية على الإنترنت |
Senin karşında dualarımız alev gibi ve ellerimiz de akşam adakları gibi artar... | Open Subtitles | ...لترتفع صلواتنا أمامك كما يرتفع دخان البخور... .وكما ترتفع أيدينا عند تقدمة المساء... |
Seni o partiden çıkarmadan önce, Fábio senin karşında elinde bir köpekle duruyordu. | Open Subtitles | عندما جررتك خارج الحفلة. فابيو كان يحمل كلبا أمامك. |
Üç kez internet popülarite yarışması birincisi karşında! | Open Subtitles | الفائزة بمسابقة الانترنت الشعبية ثلاث مرات , واقفة أمامك |
karşında böyle biri varken, neden başkalarını arıyorsun çok merak ediyorum. | Open Subtitles | دائمًا أتسائل لم تنظرين إلى أماكن أخرى ويوجد لديكِ شي أمامكِ |
Ama karşında bir şizofren var ve mantıklı cevaplar bekliyorsun. | Open Subtitles | لكنك تنظرين إلى مريض إنفصام وتتوقعين إجابات منطقية |
Doc Brown, DeLorean ile karşında beliriverseydi kapıyı açsa, deseydi ki: | Open Subtitles | أقصد , صدقاً , مثلا اذا حضر دكتور بروان الى امامك مع سيارة الرجوع بالزمن ديليورين وفتح الباب |
Başkanlık seçiminde senin karşında yarışmaya karar verdim. | Open Subtitles | ستستمرين فيما تفعلينه مع ويد لقد قررت الترشح ضدك للعمودية |
- Odaya girdiğinde jeneratör anahtarı tam karşında olacak. | Open Subtitles | -عندما تكون بداخل الغرفة ، فمفتاح المولد سيكون أمامكَ |
Astoria'nın en zengin insanları karşında. İmzala. | Open Subtitles | أنت تنظر إلى أغنى الناس في أستوريا الآن وقع الأوراق |
karşında bir avcı duruyor. | Open Subtitles | الذي تنظر إليه هو صياد. |