"karabiber" - Traduction Turc en Arabe

    • الفلفل
        
    • فلفل
        
    • وفلفل
        
    karabiber "değirmeni" almak için bir uygulama arıyordum ve bunu buldum. Open Subtitles زوجتي سجلتني به كنت أبحث عن تطبيق لمطاحن الفلفل ووجدت هذا
    Ötekilerden farklı olan, görece küçük bu mazılar, karabiber tanesi kadardır. Open Subtitles هذا العفص تحديداً دقيق جداً بحجم حبّات الفلفل.
    "büyük bir tavaya, maydonoz, havuç, kereviz ve karabiber ekleyin." Open Subtitles حسناً,في قدر كبير,ضعي بقدونس وجزر,وكرفس الفلفل الأسود
    Garson, salatasına karabiber ister mi diye sorduğunda da böyle diyor. Open Subtitles يقول ذلك عندما تعرض النادلة عليه بأن تضع له فلفل على سلطته
    karabiber değirmeninden nefret ederim yenisini alın. Open Subtitles ؟ أنا أكره هذا النوع من مطحنة الفلفل أحضروا مطحنة فلفل جديدة
    Şimdi eve gidip bana... kırmızı biber, karabiber, kimyon falan getir. Bol bol. Open Subtitles مسحوق شطة وفلفل وكارى وأشياء من هذا القبيل الكثير منها , اتفقنا ؟
    Bu karabiber kabına baktığımda, ondan içsel bir modelim vardır. Open Subtitles أتعلم أنني عندما أنظر إلى زجاجة الفلفل هذه
    Hayır, bir sıra karabiber çek bakalım olacak mı. Open Subtitles لا , ضع خط من ذلك الفلفل ونرى إذا يمكنك أن تغطه.
    Kadınlar hayatın büyük gizemidir, buna ilaveten Çin restoranında niye tuz ve karabiber verdikleri de. Open Subtitles النساء هن لغز الحياة الكبير بجانب اعطائك الملح و الفلفل في المطاعم الصينية
    karabiber bitti. Alışveriş listesine yazdım. Open Subtitles لقد نفذ منا الفلفل الأسود، تذكر أن تضعه بالقائمة.
    Aynen babamın yaptığı gibi dudaklarını yakacak kadar karabiber var. Open Subtitles وضعت الكثير من الفلفل الحار بها لدرجة تجعلك تنفث النار من بين شفتيك كما إعتاد والدنا إعدادها
    Burası başta karabiber olmak üzere baharatlarıyla ünlüdür. Open Subtitles مكان مشهور بتوابله ، خصوصا الفلفل الأسود
    Aşçıya marulu ızgara koymasını, az parmesan, limon suyu ve karabiber eklemesini söyle. Open Subtitles فقط قولي للطباخ أن يقوم بشواء الخس و يضع القليل من الصلصة و عصير الليمون و الفلفل الأسود المسحوق
    Her şey aniden gelişti, yani, yuva konusu tamam güzel de, karabiber meselesi kesinlikle imkansız! Open Subtitles حسناً, لقد فاجئتني أعني, قضية العش لابأس بها، لكن مسألة الفلفل غير مقبولة!
    Sadece biraz biraz karabiber rica edecektim. Open Subtitles .... أود الحصول على بعض أود الحصول على بعض الفلفل الأسود، من فضلك
    10 parça biftek, bir parça domuz yapışması için... üç soğan, karabiber ve tuzla marine edilir... ve 24 saat bekletilir. Open Subtitles عشرة أجزاء لحم بقر، جزء من لحم الخنزير من أجل النكهة ثلاثة قطع بصل ممزوجة بالملح فلفل أسود، دعها ترتاح لمدة 24 ساعة
    Büyü de pul biber varmış, karabiber değil. Open Subtitles التعويذة تقول فلفل أحمر وليس أسود
    Lokantadaki karabiber değirmeni ile ilgili görüşünü alabilir miyim? Open Subtitles هل يمكنني الحصول على رأيك في... مطحنة فلفل بالمطعم؟
    Kapari, cin biber ve bir tutam karabiber. Open Subtitles قبّار، فلفل حار، وحفنة من الفلفل الأسود!
    karabiber var mı? Open Subtitles ألا يوجد فلفل ؟
    Doğranmış sosisler, yumurta, biraz soğan ekmek, tereyağı, tuz ve karabiber, domates sosu. Open Subtitles \u200fنقانق مقطعة وبيض مسلوق والقليل من البصل... \u200fخبز وزبد وملح وفلفل وصلصة طماطم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus