"kararından" - Traduction Turc en Arabe

• قرار
• قرارها
• بقرار

Hatta basit bir Birleşik Devletler'in Küba'ya saldırmayacağı kararından çok daha iyi olacaktı.
ربما حتى أكثر بكثير من من مجرد قرار بسيط من الولايات المتحدة بعدم مهاجمة كوبا

Eric'in CTU ile ilgili kararından ne kadar rahatsız oldum anlatamam.
لا استطيع توضيح قرار اريك بخصوص مبنى الوحدة

Adalet Bakanlığı, başkanın kararından memnun.
سوزان وزارة العدل مقتنعه أن قرار الرئيس هو القرار السليم

Ondan, kararından, bebekten ya da bizden nefret edebilirsiniz ama hiçbirinin önemi yok.
يمكنكَ أن تكرهها, او قرارها, أو الطفل أو نحنُ لكن كل هذا لا يهم

kararından dolayı onu suçlamıyorum.
أنا لا ألومها على قرارها

Yargıcın kararından memnun olmadığınız açık.
سيدي من الواضح أنك لست سعيد بقرار المحكمة

Bence okula geri dönmek daha önceki geri dönme kararından bu yana vermiş olduğun en doğru karar.
أظن أن عودتك للدراسه هو أفضل قرار إتخذته منذ آخر مرّه قررت فعل هذا

Bir kere daha tekrarlıyorum, eşimin kararından dolayı içim rahat.
مجدداً، أنا مرتاح مع قرار السيّدة الأولى إنّها تتخذ موقف أخلاقي.

- Andrew Beckett'ın kovulma kararından önce?
قبل قرار طرد السيد ، أندرو باكت ؟

Kimse onun bu kararından memnun değildi tabi.
لا أحد كان سعيد بشأن قرار jim، لكن توقيت موته ما كان أسوأ.

Hacı önce polise sonra da savcılığa ifade verecek. Hakim kararından sonra onu görebiliriz.
"حاجي" سوف يمثُل أولاً أما الشرطة ومن ثم الى النيابة العامة، يمكننا رؤيته بعد قرار المحكمة.

Kurul kararından vaz geçmeyecektir.
قرار مجلس الإدارة يجب أنْ يبقى

Anlaşılan güvenmiyor. Ve bu kararından pişman olacak.
لا تثق بك كما يبدو وهذا قرار ستندم عليه

Wisconsin Demokrat Senatörleri Başkan Grant'in Batı Angola'ya asker göndermesi ile ilgili kararından dolayı hoşnutsuzluklarını dile getirmeye devam ediyorlar.
رؤساء مجلس الشيوخ الديمقراطي يستمرون بالتعبير عن استياءهم من قرار (غرانت) بإرسال كتائب أمريكية إلى غرب (أنغولا)

Konseyin kararından onur duyarım.
انا احترم قرار المجلس

kararından dolayı onu suçlamıyorum.
لا ألومها على قرارها

Thea asla kararından feragat etmedi ve kan bağışını kabul etmedi.
تيا) لم تتردد أبداً في قرارها) بعدم السماح لهم بنقل دمٍ لها

Trudy'i kararından dolayı pişman et.
. إجعل ترودي تندم علي قرارها

Kendisi konutlandırma ırkçılığını bitirme davasında yargıç kararından memnundu.
كان راضياً بقرار القاضي في قضية الفصل العنصري للإسكان

Her erkek ve kadının haklarının şiddete başvurmadan aranmasına kendini adamış Nobel Heyetinin kararından çok etkilendim ve onur duydum...
أنا متأثر جداً ووديع... بقرار لجنة نوبل. الذين يكرّسون حياتهم بالسعي اللاعُنفيّ.