Tenisi bırakıp bir iş bulmaya karar verdiğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه قرر التخلي عن التنس والأستقرار والعمل |
Ben de kardeşinin, buraya geldikten sonra ona bir miktar para bırakmaya karar verdiğini düşündüm. | Open Subtitles | أعتقد أن أخوها قرر ترك مبلغ لها بعد أن جاء لزيارتها |
Röportaj esnasında neden süper kahraman olmaya karar verdiğini sormuştum. | Open Subtitles | في المقابلة سألته لماذا قرر أن يصبح بطلا |
Bu sadece Polonya kıralının hiristiyanlara yardıma geldiğine... karar verdiğini gösteriyor. | Open Subtitles | هذا لا يعني فقط أن الملك البولندي قرر أن يأتي لمساعدة الجنود المسيحية |
Beni vurmamaya karar verdiğini varsayarak sana ekibimizde bir yer sunmak istiyorum. | Open Subtitles | ، لنفترض أنكِ قررتِ عدم إطلاق النار علي أريدُ أن أعرض عليكِ مقعداً في مجلسنا |
Karısını görmezden gelip böcek ilacı almaya karar verdiğini görünce yapmam gerekeni biliyordum. | Open Subtitles | و عندما قرر تجاهل زوجته و ان يقوم بالقيادة لقد علمت ما علي فعله |
Canına kıymaya o an karar verdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّها كانت اللحظة التي قرر فيها الإنتحار. |
ABD'ye savaş açmaya ne zaman karar verdiğini sormak istiyorum ben. | Open Subtitles | رقابة كافية على وكالة الأمن القومي. أريد أن أسأله متى قرر إعلان الحرب على الولايات المتحدة. |
Burada turuncu ile başlamış olduğunu görüyoruz, ve hemen turuncusu tükeniyor, ve burada da bir karelik boşluk bırakmaya karar verdiğini görüyoruz. | TED | نستطيع هنا أن نرى أنه بدأ باللون البرتقالي ثم نفد من عنده اللون البرتقالي ونستطيع أن نرى هنا أنه قرر أن يأخذ استراحة في هذا المربع |
Junior, o iş hakkında karar verdiğini söylememi istedi. | Open Subtitles | جونيور أخبرني أن أقول لك... . أنه قرر بخصوص ذلك الشيء |
Senatör, bir sözcü tarafından okunan ifadesinde... siyaseti bırakarak özel sektöre girmeye karar verdiğini açıkladı. | Open Subtitles | في بيان قرأ من قبل ناطق ...في مجلس الشيوخ قال بانه قرر انهاء التطلعات ودخول القطاع الخاص |
Babam, babanın işine yatırım yapmaya karar verdiğini söyledi. | Open Subtitles | يقول أبي بأنه قرر الإستثمار بعمل والدك |
Ne yapmak istediğine karar verdiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد بأنه قرر .بما يريد فعله |
Kriptonlu caydırıcı silahını finanse etmeye hazır olduğumu ama Kentuckyli kıdemsiz bir senatörün bunu engellemeye karar verdiğini. | Open Subtitles | بأنني كنت راغباً لتمويل منظومة ردع كريبتونية ولكن ثمة سيناتور معين حديث العهد من ولاية "كنتاكي" قرر التصدي لذلك |
İşte nasıl söylesem sadece halkının seni göndermeye nasıl karar verdiğini anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أفهم فحسب ...لِمَ قرر قومكِ إرسال كيف أصيغ هذا؟ أنتِ |
Tanrının bize bir mucize göndermeye karar verdiğini düşündük. | Open Subtitles | فكرنا أن القدير قرر أن يرسل لنا أعجوبة |
Sadece Tahiti'deki hayatına dönmeye karar verdiğini varsayabiliyorum. | Open Subtitles | لكنني أفترض شيء واحد و هو إنه* *. (قرر العودة إلى حياة (تاهيتي |
Sana Stanford'a gitmeye karar verdiğini söylememi istedi. | Open Subtitles | وأرادني أن أخبركِ أنّه قرر الذهاب إلى جامعة (ستانفورد) |
Truman'ın bu koltuklarda oturup, bu duvarı seyrederken bombayı atmaya karar verdiğini farzedelim, ve ne hissettiğimize bakalım. | Open Subtitles | لنفترض.. في أحد هذه المقاعد و محدقاً بهذا الحائط، قرر ترومان أن يُسقط القنبلة، (القنبلة النووية على اليابان) |
Onunla buluşur buluşmaz yanındayken bir şekilde kendini rahat hissettiğini ve bu kadar rahat hissettiğin için de Geoff Bowes'un baban olduğu yolundaki söylenti hakkında bir şey bilip bilmediğini sormaya karar verdiğini söylediğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأتذكر قولك حالما قابلتيه... أنكِ شعرتِ براحة معه على وجهٍ ما. ولأنكِ شعرت براحةٍ معه، قررتِ أن تسأليه... |
Castle parayı iade etmeye karar verdiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني (كاسل) أنّكِ قررتِ إعادة المال |