"karaya" - Traduction Turc en Arabe

    • اليابسة
        
    • الشاطئ
        
    • لليابسة
        
    • للشاطئ
        
    • البر
        
    • الشاطىء
        
    • إلى الأرض
        
    • نرسو
        
    • اليابسه
        
    • باليابسة
        
    • للشاطىء
        
    • لليابسه
        
    • ترسو
        
    • سفينته
        
    • نزلوا
        
    Ayrıca her boyuttaki ağaca yerleştiler, ve tabii ki, karaya da yerleştiler. TED وطيور ذات أحجام مختلفة تقطن الأشجار وبالطبع فهم يقطنون على اليابسة أيضا
    Neden ikiniz de karaya çıkıp geminin komutasını bana vermiyorsunuz. Open Subtitles الذي لا كلاكما تَذْهبانِ على اليابسة ويَتْركُ السفينةَ في قيادتِي.
    Tekneden atladın, karaya çıktın, çocuğun yanına döndün. Çocuk nerede? Open Subtitles تقفز من السفينة , تعود إلى الشاطئ , إلى الصبي
    21 sayısına gelince 700 adam gitti, 23'ü geri geldi, ikisi botta öldü ve 21'i karaya vurdu. TED وسببا اخر لكونه الرقم 21 هو انه 700 رجل رحلو و 23 منهم عادو توفي اثنين على متن القارب و 21 استطاعو الوصول لليابسة
    Seni karaya çıkardığımız an her şey yolunda girecek. Open Subtitles سينحل كل شى? فى دقيقةالتى نصل فيها للشاطئ
    Rüzgarların karaya ulaşmadan önce büyük ölçüde dağılması bekleniyor ancak bu hala oldukça büyük bir kış fırtınası olabilir. Open Subtitles من المتوقع من الرياح بأن تعصف إلى حد كبير قبل أن تصل إلى اليابسة هذه ستكون عاصفة شتائية كبيرة
    karaya en yakın olduğumuz anların bu anlar olduğunu bilirdik. Open Subtitles ،علمنا في تلك اللحظات أننا لن نقترب يوماً من اليابسة
    İki yıl önce, onu kurtarmaya çalışmak ve hurdaya çıkarıp karaya getirmememizi talep etmek için son deniz altı laboratuvarına konuşlanmıştı. TED منذ سنتين عاشت في آخر مختبر تحت البحر في محاولة لإنقاذه، للمحاولة وجمع التوقيعات لكي لا نوقفه كخردة ونعيده إلى اليابسة.
    Mantarlar, karaya 1.3 milyar yıl önce çıktılar, ve bitkiler onları ancak birkaç yüz milyon yıl sonra izlediler. TED أتوا إلى اليابسة منذ ١،٣ مليار سنة ثم تبعتها النباتات بعد مئات الملايين من السنين
    - En azından karaya fazla uzak değiliz. - O zaman umudumuz var. Open Subtitles ـ على الأقل لسنا بعيّدين عن اليابسة ـ إذن هناك أمل
    Gerçek olmayan kızıl saçları, var ve adı Hugo ama karaya çıkana kadar parayı ona vermeyin. Open Subtitles لديه شعر احمر مستعار, واسمه هوجو ولكن, لا تعطوه هذه الأموال الا بعد ان ترسوا على اليابسة
    Fiçilar da batti ve iki yil önce karaya vurdu. Open Subtitles كانت سنة جيدة جدا وغرقت وطفت على الشاطئ قبل عامين
    İstihbarat botların sadece 3 te 1'nin karaya güvenle ulaşacağını söylüyordu. Open Subtitles المخابرات قدرت أن واحد من ثلاث قوارب إنزال سيصل الشاطئ بأمان
    Kahrolası, hayır. Yüzgeçsiz köpek balıklarının karaya vurduğunu, resifte ölü kaplumbağalar bulunduğunu gördüm. Open Subtitles لا ، رأيت قروش بدون زعانف على الشاطئ وسلحفاة ميتة على الشعاب المرجانية
    Okyanustan karaya uzanan adım kolay değildi, ama atıldı. TED مع أن هذه الخطوة الإنتقالية من المحيط لليابسة لم تكن بتلك السهولة إلا أنها حدثت
    Ancak bütün deniz kuşları yumurtlamak için karaya gelmek zorundadırlar. Open Subtitles لكن مع ذلك , فان كل الطيور البحرية لا بد أن تعود لليابسة لتضع بيضها
    Ve güvenli bir şekilde karaya ulaşarak sevinç içinde akrabalarına kavuşsunlar. Open Subtitles وعادوا بسلام للشاطئ قَدْ يَكُونونَ موحّدَ مُبتهجاً مَع أقربائِهم.
    Döüştürücüleri karaya taşı, ve çok sağlam bir zemine inşa et. TED انقلوها إلى البر وعلى أرض ثابتة وابنوا الإصلاحيات.
    Fırtınada bir tekne gibi ne denizde salınıyoruz ne de karaya varabiliyoruz. Open Subtitles كالقارب وسط العاصفة. نحن لم نكن نغرق، أو حتى نصل إلى الشاطىء.
    Rahat, Çavuş Nelson! karaya ayak basmak ne güzel değil mi? Open Subtitles استرح أيها الجندي نلسون من الجيد العودة إلى الأرض أليس كذلك؟
    Acaba İzlanda'da karaya çıkmamız mümkün mü? Open Subtitles هل تظن أن هناك طريقة لكي نرسو في ايسلندا ؟
    Ama daha sonra, o balıklardan biri... kendini sudan karaya atmayı başardı. Open Subtitles لكن بعد ذلك .. إستطاعت واحده من هذه الأسـماك أن تخرج نفسها من الماء وتصعد على اليابسه
    Sadece düz gitmesini sağla, nasılsa karaya çıkarsın. Open Subtitles إستمر في القيادة بخطٍ مستقيم وستصطدم باليابسة
    Sonra bir gün, benden, kendisiyle birlikte, karaya çıkmamı istedi. Open Subtitles لكن فى يوم ما طلب منى أن أذهب للشاطىء معة
    Hızlı bir gemi Spivey Point açıklarından karaya doğru yaklaştı. Open Subtitles بالخارج عند البحر عند نقطة سبايفي كان يوجد سفينه شراعيه صغيره كانت متجهه لليابسه
    Gemi kıyıya gelmeden karaya inip, onları uyarmak için uğraşacağım. Open Subtitles سأحاول الذهاب للخليج و تحذيرهم قبل أن ترسو السفينة في الشاطئ.
    Gemisi, Sumatra yolunun batısında kalan bir adada karaya oturmuştu. Sislerin içinde gizli bir ada! Open Subtitles سفينته تحطمت على جزيرة جزيرة مخبأة فى الضباب
    Galliler hakkında bir bilgim yok. Ama İrlandalılar karaya çıkarıldılar! Open Subtitles أنا لا أعرف عن الولزيين حتى الآن، لكن الإيرلنديين نزلوا إلى اليابسة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus