Bu, atmosferdeki karbondioksitin artış oranı. | TED | هذا هو معدل نمو ثاني أكسيد الكربون في الغلاف الجوي. |
karbondioksitin Dünya'yı ısıtttığını büyük olasılıkla duymuşsunuzdur; peki bu nasıl oluyor? | TED | ربّما سمعتم أنّ ثاني أكسيد الكربون يرفع درجة حرارة الأرض، لكن كيف يحدث ذلك؟ |
Aslında, küresel karbondioksitin yüzde 30'u emiliyor. | TED | في الواقع، حوالي 30 بالمائة من ثاني أكسيد الكربون في العالم يتم امتصاصه. |
Burada bana göre oldukça açık olan iki şey var: bu yok oluşlar karbondioksitin artmasıyla meydana geliyor. | TED | وهناك شيئان بديهيان في الواقع لي هنا. وهو أن هذه الانقراضات الجماعية تحدث عندما ترتفع كمية ثنائي أكسيد الكربون. |
İkincisi ise burada gösterilmiyor: Dünyada her bir milyon karbondioksitin bin parçasına sahip olduğumuzda asla buzlar görülmedi. | TED | لكن الشيء الثاني الذي لم يعرض هنا هو أن الأرض لم يكن لديها قط أي ثلج فوقها عندما كان لدينا 1000 جزيء في المليون من ثنائي أكسيد الكربون. |
karbondioksitin yoğunluğu son bir kaç yüz bin yıldır hiç bu kadar artmamıştı. | Open Subtitles | كثافة ثاني أوكسيد الكاربون لم تكن بهذا الحجم منذ مئة ألف سنة ماضية |
Her şeyi bilmiyoruz, ama hiçbir şey bilmiyor da değiliz ve karbondioksitin ne yaptığını biliyoruz. | TED | نحن لا نعرف كل شيء، ولكننا لا نعرف أشياء أخرى، ونحن نعرف تأثير ثاني أكسيد الكربون. |
Dolayısıyla yüksek karbondioksitin gıda güvenliği sorunumuza nasıl yardımcı olacağı hakkında makul sayıda yayın var. | TED | فقد كُتب قدر لا بأس به حول طريقة إسهام ارتفاع ثاني أكسيد الكربون في مساعدتنا لمواجهة مشكلة أمننا الغذائي، |
Şu an, atmosferdeki karbondioksitin 390 ppm'deyiz. | TED | نحن، الآن، في 390 جزءً في المليون من ثاني أكسيد الكربون في الغلاف الجوي. |
Günümüzde karbondioksitin iklim değişikliğinde yıkıma yol açan tehlikeli bir gaz olduğu düşünülür. | Open Subtitles | اليوم، يخطر ببالنا أن غاز ثاني أكسيد الكربون غازٌ خطر، يُسبب الدمار عن طريق تغير المناخ. |
karbondioksitin Dünya için ne kadar önemli olduğunu anlamak için yakın komşularımıza bir bakalım. | Open Subtitles | لتعرفوا كم هو ضروري ثاني أكسيد الكربون للأرض، ألقوا نظرة لجيراننا المجاورين. |
Atmosferdeki karbondioksitin denizde çözülmesiyle meydana geliyor. | Open Subtitles | يحدث عندما يتحلل ثاني أكسيد الكربون الموجود في الجو |
Ortaya çıkardığımız şeylerden biri geçmişten beri sıcaklık değeri ve karbondioksitin birlikte hareket ettikleri. | Open Subtitles | أحد الأشياء التي تعلّمناها، هي درجة حرارة الماضي و ثاني أكسيد الكربون المتباين معًا. |
Başka bir deyişle, odanın içindeki projektörler ve ışıklar yüzünden atmosfere karbondioksit salıyoruz. Bu elektrik tüketiminin bir sonucu olarak, karbondioksitin bir kısmı, yüz yıl, hatta belki daha fazla atmosferde kalacak. | TED | إذن بمعنى آخر، بسبب الأضواء وأجهزة العرض الموجودة الآن بالغرفة، ثاني أكسيد الكربون المنبعث في جونا الناتج عن استهلاك الكهرباء يدوم طويلا. |
Bu durum, eklem içinde alçak basınç alanları oluşturur ve aynı gazlı bir içeceğin kapağını açtığınızda karbondioksitin tepeye çıkması gibi, çözünmüş gaz da eklem sıvısından çıkar. | TED | وذلك يخلق منطقة ذات ضغط منخفض ويُخلي السائل الزليلي من الغازات المذابة مثل فوران ثاني أكسيد الكربون من المشروبات الغازية عندما تفتح غطاء العلبة |
Bu, karbondioksitin katı hali. | Open Subtitles | ذلك ثاني أكسيد الكربون في شكل صلب. |
Yale’den Rob Berner ve benim beraber ortaya koyduğumuz yeni verilerdir ve yapmak istediğimiz şey bu karbondioksitin miktarının izini sürmektir bunu türlü yöntemlerle yapabiliriz. Ve bütün kırmızı çizgiler, ve kütlesel yok oluşlar burada yer aldı. | TED | إذن هذه بيانات جديدة جمعتها مع روب بيرنر في جامعة يال، وما نريد القيام به الآن هو تعقب كمية ثنائي أكسيد الكربون في سجل الصخره كله -- و نستطيع القيام بهذا عبر عدة طرق -- ونضع كل الخطوط الحمراء هنا. عندما وقعت هذه الأحداث التي أسميها انقراضات البيت الزجاجي الجماعية. |
- karbondioksitin tehlikeli düzeye çıkmasına altı saat var. | Open Subtitles | ستة ساعات قبل وصول مستويات ثاني أوكسيد الكاربون لمستويات الخطر |