| Karmaşıktı ama bu karmaşıklıkta fazla değişken bir şeyler vardı. | TED | لقد كانت معقدة، ولكن هناك شئ متقلب في هذا التعقيد. |
| Kendini savunman mümkün olmayacak çünkü karşılaştığın sorun, aklın çözemeyeceği karmaşıklıkta olacak. | Open Subtitles | ان ما تقومون به هو ميئوسا منه لن يكون لديك اي حجة للدفاع عن نفسك، لأنه سيكون من التعقيد الساحق |
| - Çok şükür ki karmaşıklıkta iyiyimdir. - Ve kapsamda. | Open Subtitles | لحسن الحظ أنا بارع جدا في فهم التعقيد ومجالة |
| Bu bilgisayar öylesine sonsuz karmaşıklıkta ki işlem matrisinin bir kısmını organik yaşam oluşturacak. | Open Subtitles | حاسب ذو تعقيد لا نهائى حتى إن الحياة ذات نفسها سوف تشكل جزء من مصفوفتها العاملة |
| Böylece, hacker'lar matematiğe has bu karmaşıklıkta şifreleri kıramazlar. | Open Subtitles | إذا، فالسبب في عدم قدرة مخترقي الحاسوب على كسر التشفيرات هو تعقيد الرياضيات البحت؟ |
| Ayrıntılarıyla zengin bir deneyim, beyinde , benzersiz şekiller yaratarak yüksek düzeyli karmaşıklıkta örüntüler oluşturacaktır, ki Tononi bunun ölçülebilir olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | التي تتشارك فيها الأجزاء المختلفة من المخ تقوم أي تجربة غنية بالتفاصيل بتوليد نماذج غاية في التعقيد داخل المخ |
| Muazzam karmaşıklıkta bir organ ki onu baş döndürücü buluyorum. | Open Subtitles | عضو بهذا التعقيد المُذهل الى درجة أنني أنا أجده مُحيّر جداً |
| Her an. Bu sonsuz karmaşıklıkta. | Open Subtitles | كلّ لحظة متناهية التعقيد |