| Öyle mi? Başka kimse kaçırmadı ama. Kasabanın yarısı oradaydı. | Open Subtitles | أجل لا أحد آخر فاته الأمر نصف المدينة كانت هنا |
| Kasabanın yarısı benden nefret ederse işimi ne kadar yapabilirim bilmiyorum. | Open Subtitles | لستُ متأكداً كيف سيؤثر ذلك على عملي إذا كرهتيِ نصف المدينة. |
| Haberleri duyan Kasabanın yarısı hastalık bahanesiyle işe gelmedi. | Open Subtitles | بعد انتشار الاخبار، نصف المدينة اخذت اليوم مرضى مفهوم |
| O kulüpteki dedikoduları ciddiye alsak Kasabanın yarısı hapiste olurdu. | Open Subtitles | لو أخذت تلك الشائعات إلى النادي بجديّة، ستكون نصف البلدة مقفلة |
| Kasabanın yarısı bu şekilde. | Open Subtitles | نصف البلدة على هذه الحالة إنها بسبب النبضات |
| Bakın, bayan, Kasabanın yarısı hasta. | Open Subtitles | اسمعي ، سيدتي نصف المدينة مرضى |
| - Kaybettiklerini yayınlamıyorlar. - Ama Kasabanın yarısı oradaydı. | Open Subtitles | لن يذكروا بأنهم خسروا المباراة - ولكن نصف المدينة كانت شاهدة على اللقاء - |
| - Kasabanın yarısı katledildi. | Open Subtitles | نصف المدينة أتقطعوا شرائح ومكعبات. |
| - Kasabanın yarısı orada çalışıyor. | Open Subtitles | -حسنا , نصف المدينة تعرف |
| - Kasabanın yarısı orada çalışıyor. | Open Subtitles | -حسنا , نصف المدينة تعرف |
| Kasabanın yarısı senin Blackwell ile olan dövüşünü gördü. | Open Subtitles | (نصف المدينة رأت صراعكَ معَ (بلاكويل |
| Kasabanın yarısı belki de, bilemeyiz. | Open Subtitles | ... و نصف المدينة نحن لا نعلم |
| Dün Kasabanın yarısı kafayı yedi bu beklenmedik değildi. | Open Subtitles | نصف البلدة فقدوا صوابهم أمس .... ولا أعتقد أن ذلك كان أمرًا عابرًا، لذا |
| Almira Gulch, Kasabanın yarısı senin diye diğer yarısını yöneteceğini sanma! | Open Subtitles | (ألميرا جولتش)، مجرد أنكِ تمتلكين نصف البلدة لايعنيأنكِقادرةعلىالتحكمفينا! |
| Mesut'tan kurtulmak için o patlayıcıları Kasabanın yarısı koymuş olabilir. | Open Subtitles | إسمع، نصف البلدة يمكنها زرع تلك المتفجرات فقط للتخلص من (مسعود) |
| Kasabanın yarısı bile burada değil. | Open Subtitles | اسمع (فرانك) هؤلاء ليس الجميع ولا حتى نصف البلدة موجودة هنا اليوم |