Sana şu kaskatı bir şekilde yürüyen iki buçuk metrelik herifi ve yanındaki böyle yapan diğer adamı anlattığımda hayal kurduğumu düşünmüştün. | Open Subtitles | إذن أنت كنت تعتقد أنني أخرف عندما أخبرتك عن الرجل ذا الثمانية أقدام يمشي بأقدام متصلبة والآخر تتبعني هكذا |
Üstelik kaskatı. Mikrodalgada bir dakika ısıtılmış dürüm gibi. | Open Subtitles | كما أنها متصلبة كقطعة بوريتو تم تحميصها في الفرن |
Daima sıramda oturuyorum, kaskatı oldum. | Open Subtitles | إنني دائماً أجلس بمكتبي لذا أشعر بأنني متصلبة |
Orada duruyordun, kaskatı... hareketsiz... kolların iki yanında... bakarak bana. | Open Subtitles | ...لقد وقفت هناك، متصلبة ...بدون عاطفة ...ذارعاك على جانبيك |
Karnı kaskatı. Büyük tansiyon 90, nabız 120. | Open Subtitles | بطن متصلب ضغط الدم 90 للانقباضي, النبض 120 |
Romatizmadan kaskatı. | Open Subtitles | وجسمه متصلب من الروماتيزم |
Orada duruyordun, kaskatı, hareketsiz... kolların iki yanında... bir çeşit uzun, kara pelerine bürünmüştün. | Open Subtitles | وقت هناك، متصلبة ...بدون عواطف ...ذراعاك على جانبيك محاطة برداء داكن طويل |
Bu yüzden öyle kaskatı göründüğüne eminim. Biraz müzik çalmalısın. | Open Subtitles | أنا متأكد , ذلك ما يجعلك متصلبة |
Evet, kaskatı parmaklarda hâlâ hiç güç yok. | Open Subtitles | نعم، ليس هناك قوة في أصابع متصلبة |
Eklemlerim kaskatı. | Open Subtitles | مفاصلي متصلبة. |
Evet gerginsin. Vücudun kaskatı kesilmiş. | Open Subtitles | لا أنت متوتر جسدك كله متصلب |
Kyle odamda ve tahta gibi kaskatı. | Open Subtitles | كايل فى غرفتي متصلب تماماً |