Pek çok katılımcı KİS'lerin bulunduğuna inanmakla kalmadı, hâlihazırda inandıkları fikirle ilgili de daha fazla güven sahibi oldular. | TED | رغم ذلك، لم يظل المشاركين على اعتقادهم بوجود أسلحة دمار شامل فحسب، بل أصبحوا مقتنعين أكثر بوجهة نظرهم الأصلية. |
katılımcı doktorlar, umumi websitelerinde gönüllü olarak açıklama yazıyor. Sadece hangi tıp fakültesine gittiğini ve uzmanlık alanını değil, ilgi ve uyuşmazlıklarını da anlatıyorlar. | TED | تكشف الأطباء المشاركين تطوعًا في مواقع الإنترنت العامة ليست فقط معلومات عن أين درسنا الطب وما هو تخصصنا الطبي، بل أيضًا عن تضارب مصالحنا. |
Bunun arkasındaki fikir, bu uygulamanın geleneksel uygulamaların ulaşamadığı katılımcı hislerine dair faydalı bilgiler ortaya çıkarabileceğidir. | TED | تكمن الفكرة بأن هذا قادر على كشف معلومات نافعة فيما يخص مشاعر المشاركين قد لا تستطيع الأسئلة العادية الوصول لها. |
Mahkemeye karşı gelen katılımcı varmı? | Open Subtitles | هل أى مشارك هنا يعترض على حكم جلسه المحكمه ؟ |
Burada yaklaşık 50-60 kadar maskeli katılımcı var ve birkaçı daha yeni geldi. | Open Subtitles | في تقديري 50 او 60 مشارك مقنع هنا, و بعض العوامات وصلت |
Konut yapımında olduğu gibi, bunun için çözüm bulmakta toplumu dâhil etmek zorundaydık ve katılımcı bir tasarım süreci başlattık. | TED | وكما فعلنا في عملية الإسكان، كان علينا إشراك الأهالي في عملية البحث عن حلّ لهذا. حيث بدأنا عملية تخطيط تشاركية. |
Ben, halkın sadece değerli bir seyirci olarak görülmediği, aynı zamanda katılımcı ve bileşen olduğu bir akademik kültürde çalışmak istiyorum. | TED | أريد أن أعمل في مجالٍ بحثيٍ أكاديمي لا يكون فيه الشعب مجرد جمهور يدفع المال فحسب، بل مشاركًا وعنصرًا أساسي. |
Çünkü katılımcı sayısı üstel oranda artıyor. | TED | وذلك لأن عدد المشاركين يتوسع بشكل هائل. |
Bunun nedeni, bir örneklem içerisinde ne kadar az katılımcı varsa hedef kitleyi temsil etme ihtimallerinin o kadar az olmasındandır. | TED | ذلك لأنه كلما كان عدد المشاركين في العينة العشوائية أقل، كلما قلّ احتمال أن تُمثل العينة بدقة كل الفئات المستهدفة. |
Buradaki her çalışanın ismine ve adresine... ve katılımcı çiftçilerin listesine ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | إسمع ، سأحتاج لأسماء وعناوين كلّ موظّف يا إلهي قائمة المزارعين المشاركين |
katılımcı sayılarını kurayla azaltmaları gerekmiş... | Open Subtitles | قامت الدراسة بتقليص عدد المشاركين عشوائياً |
katılımcı mahkûmların yüzde doksan sekizi çocuklarıyla ilişkilerinin iyileştiğini kaydetmiş. | TED | 89% من السجناء المشاركين يقولون أن هذا وطّد علاقتهم مع أطفالهم. |
Benzer şekilde daha az katılımcı ile her bir bireyin genel sonuç üzerindeki etkisi daha büyüktür— bu yüzden büyük resmi saptırabilirler. | TED | وبالمثل مع عدد أقل من المشاركين يكون لنتائج كل فرد تأثير أكبر على النتائج الإجمالية، ويمكنها بالتالي أن تُحرف الاتجاهات السائدة. |
Jüri üyeleri ile katılımcı olmayanlar arasındaki uygunsuz iletişim jüri üyelerinin görevi suistimali olarak değerlendirilir, Sayın Yargıç. | Open Subtitles | بين أحد المحلّفين وشخص غير مشارك يعتبر سوء تصرّف من هيئة المحلفين حضرة القاضي |
Yeni bir katılımcı geldiğinde eşyalarını ona geri vermeden önce biz değerlendiririz. | Open Subtitles | عندما يصل مشارك جديد علينا أن نقيم ممتلكاتهم الشخصية قبل أن نعيدها لهم |
Sizce, 14 milyon İngiliz ve bir milyar dünya geneli katılımcı Fiona Highbridge'i 20 dakika içinde bulabilir mi? | Open Subtitles | هناك أكثر من 14 مليون بريطاني ومليار مشارك عالمياً يمكنهم إيجاد " فيونا " في أقل من 20 دقيقة |
Cirque du Soleil'in gelmiş geçmiş en kötü katılımcı seyircisi denmişti bana.* | Open Subtitles | -في الغالب سميت ذات مرة أنني أسوأ مشارك في جمهور "سيرك الشمس" على الأطلاق |
4000 katılımcı, sadece 20 şanslı yarışmacı. | Open Subtitles | 4000 مشارك لاكن المحظوظين 20 فقط |
Sorunun zorluğu yüzünden, kısıtları anlamak üzere sürece aileleri de dâhil etmeye karar verdik ve katılımcı tasarım sürecini başlattık, oradaki pazarda ne mevcutsa onu test ettik. | TED | ونظرًا لصعوبة الطلب، قَررنا إشراك الأُسر في عملية فهم العوائق. حيثُ بدأنا عملية تخطيط تشاركية واختبار ما توفَّر آنذاك في السوق: |
Carl Criswell, bu yıkıcı kredilendirme sürecinde aktif bir katılımcı değilken ve meşgul meşgul... | Open Subtitles | لذا، بما أن (كارل كريسويل) لم يكن مشاركًا بشكل فاعل في عملية قروض المعدمين هذه |
Üçüncü aşama sona erdi. 24 katılımcı başarılı oldu. | Open Subtitles | "المرحلة الثالثة من الاختبار انتهت، نجح في إجتياز تلك المرحلة 25 متسابقاً" |