"kaybedeceğim" - Traduction Turc en Arabe

• سأفقد
• سأخسر
• أخسر
• أفقد
• اخسر
• فسأخسر
• وأخسر
• لأخسره
• سأخسرها
• أفقدك
• أفقده
• أخسره
• ساخسر
• سأخسرك
• أخسرك

İşimi ilk sıraya koymaya devam edersem değer verdiğim herkesi kaybedeceğim.
إذا بقيت أضع عملي في المقدمة سأفقد كل من أهتم لأجله

Evet, fakat beni konuşturmaya devam ederseniz, düşünme düzenimi kaybedeceğim,
أجل ، ولكن إن بقيت تكلمني فإنني سأفقد حبل أفكاري

Bu maymunu alırsan hayatımdaki en önemli kişilerden birini kaybedeceğim.
إذا اخذت هذا القرد سأخسر احد اهم الاشخاص في حياتي

Joan... 100 binlerce dolar kaybedeceğim ama Bette de kaybedecek.
جون سأخسر مئات الألوف من الدولارات لكن بيتي ستخسر معي

Eğer bu gördüğüm yine hayal çıkarsa, sevgili oğlumu yine kaybedeceğim demek.
إن كانت هذه رؤيا من صنع الجزيرة فسوف أخسر ابني الحبيب مرتين

Eğer hemen hastaneye varmazsak o adamların ikisini de kaybedeceğim.
إذا لم أصل إلى المستشفى، سوف أفقد هؤلاء القوم والآن، فلتقومى بما أمرتك به

bu olay gazetede yayımlanırsa eğer herkes onun hakkında kötü bir şekilde konuşursa ...ben yüzümü kaybedeceğim.
إذا نشرت هذه القصة في الصحافة إذا تحدث كل شخص عن هذا الموضوع بطريقة سيئة أنا سأفقد سمعتى

Eğer iki dünya birleşirse buradaki bütün güçlerimi kaybedeceğim.
وإذا التحم العالمان سأفقد قدراتي على الأرض

Bütün bahisleri kaybedeceğim. DÖvüşçüyü değiştiremezsiniz.
سأفقد كل الرهانات لا يمكنك تغيير المقاتلين

Birkaç gün Metropolis'e gitmem lazım. Yoksa bu müşteriyi kaybedeceğim.
سأذهب للعاصمة بضعة أيام وإلا سأفقد الزبون

- Bir dakika... Bu demek oluyorki eğer sana çıkma teklif edersem bahsi kaybedeceğim.
انتظري , ذلك يعني اذا دعوتك للخروج أذاً سأخسر الرهان

24 saat içinde fabrikayı kaybedeceğim.
في أقل من 24 ساعة سأخسر المصنع على أية حال

Ve bu yüzden, çok arzu ettiğim bir şeyi kaybedeceğim.
و بسسب ذلك، أنا سأخسر شيئاً أرغب به بشدة

Kulübü kapattılar. Her şeyi mahvettiler. Her şeyimi kaybedeceğim.
فلقد أغلقوا النادي و هُم سيدمّرونه، و سأخسر كل شيء

Bak, bisikletime ihtiyacım var çünkü eğer geri almazsam işimi kaybedeceğim.
أنظر، أنا احتاج دراجتي لأنني ان لم أستعيدها سوف أخسر وظيفتي

Ama eğer bu basın toplantısına katılamazsam, işimi kaybedeceğim. Ve bunun olmasını istemiyorum.
لكن إن لم أذهب لهذا المؤتمر الصحفى، سوف أخسر عملى، وأنا لا أريد ان اخسره

Bay Mesafe'nin samimiyet sorunları yüzünden şöhretimi kaybedeceğim.
لأن السيد المُحب, لديه مشاكل فى علاقاته الحميمة, أفقد أنا فرصى

Tonla para kaybedeceğim ve bir arkadaşımı öpmek zorunda kalacağım.
سوف اخسر الكثير من المال سوف اضطر ان اقبل رجل

Bak, eğer o açıklamayı yaparsan sanatçılar kaybedeceğim, Empire zarar görecek.
انظر, إذا قمت بذلك الإعلان فسأخسر الفنانون, وهذا يضر بمؤسسة الإمبراطورية

Bak, oraya gideceğim, maçı kaybedeceğim ve 10.000 doları kapıp geleceğim.
انظري , سأذهب إلى هناك وأخسر القتال وأحصل على العشر آلاف وأرحل

- Senden daha fazla kaybedeceğim şey var. - Hayır, yok.
ـ لدى الكثير لأخسره أكثر منك ـ لا , لستٍ كذلك

Onu yeniden kaybedeceğim düşüncesi aklımdan çıkmıyor.
أنا فقط أفكر في استمرار أنني سأخسرها مرة اخرى

Biryerlere gitmezsek, sanırım seni sonsuza dek kaybedeceğim.
أعتقد أنّه إذا لم نذهب بعيداً، فربّما أفقدك للأبد

Ben de onu kaybedeceğim ve büyüyeceğim ve her şeyi unutacağım.
سوف أفقده أيضاً. وأكبر. وأنسى كلياً بشأنه.

Kazanınca elde edeceğim bir şey yok, kaybedersem herşeyimi kaybedeceğim.
لذا لا يوجد لدى شيء لأكسبه و لكن لدىَّ شيء من الممكن أن أخسره

Bir saat boyunca hep kaybedeceğim, söz.
أعدك بانى ساخسر ساعة على الأقل

Ve bir anda düşündüm ki, seni yine tamamen kaybedeceğim.
و أعتقدت فجأة بأنني كنت سأخسرك مجدداً

Her şey senin için tekrar fazla olacak ve seni yine kaybedeceğim.
كل شيء سوف يكون كثير جداً عليك مرة أخرى ، وسوف أخسرك مرة أخرى