Benden daha fazla şey kaybedeceğini söyledin ve arkamda... | Open Subtitles | لقد قلت بانك ستخسر كثيرا,لذا فانك ستساعدني حَسَناً. |
Zorluklarla baş edemiyorsun. kaybedeceğini anladığın anda kaçıyorsun. | Open Subtitles | أتعلم هذه هي مشكلتك أنت لا تحتمل الضغط بمجرد أن تشعر أنك ستخسر ,تنسحب |
İstifa etmediğimiz takdirde birimizin diğerini elbet bir gün kaybedeceğini biliyordum. | Open Subtitles | لطالما عرفت اننا لو لم نستقيل ان احد منا , في يوم من الايام سيخسر الآخر |
kaybedeceğini düşündüğü zaman yüzünden belli oluyor. | Open Subtitles | عندما يظن أنه سيخسر فإن هذا يظهر على ملامحه |
Kıpkırmızıydı. Çok kötü görünüyordu. Herkes gözünü kaybedeceğini sandı. | Open Subtitles | أصبح منظرها مخيفًا و اعتقد الجميع بأنها ستفقد عينها |
Ama sana karşı kendini kaybedeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | وعندما يتمكله لا أظن أنه سيفقد أعصابه معكِ |
Hem de ne kadar çok para kaybedeceğini bildiğin halde. | Open Subtitles | بالرغم من علمك أنك ستخسرين الكثير من المال. |
-Sorununu biliyor musun? Baskıya dayanamıyorsun. kaybedeceğini düşündüğün an bırakıyorsun. | Open Subtitles | أتعلم هذه هي مشكلتك أنت لا تحتمل الضغط بمجرد أن تشعر أنك ستخسر ,تنسحب |
Ona her şeyini kaybedeceğini söylersin, evine ipotek koyduracağını söyle. | Open Subtitles | أخبرها بأنها ستخسر كل شيء صفعة حجز بيتها بسبب أموال المدين. |
Sana daha önce kaybedeceğini söyledim. Bunu nereden bildiğimi biliyor musun? | Open Subtitles | لقد اخبرتك مسبقاً, انك ستخسر أتريد ان تعلم كيف عرفت؟ |
Eğer kontrolünü kaybedeceğini düşünürsen telefonu bana aktar. | Open Subtitles | اذا شعرت بأنك ستخسر هدوئك, فقط حول الاتصال لي. |
Belki de Tony Jimmy'nin kaybedeceğini düşündü ve gerçekten kazanınca da şok oldu. | Open Subtitles | حسنا إذن ربما توني أفترض ان جيمي سيخسر و من ثم صعق بأنه فاز حقا |
Mesleğini kaybedeceğini düşünüp, bunu gizlemeye çalışmış. | Open Subtitles | ظنّ انهُ سيخسر مهنتهُ لذا حاولَ تغطية الأمر |
Elbette, kötü hissediyorum. Her şeyini kaybedeceğini bilmiyordum. | Open Subtitles | بالطبع أشعر بالسوء, لم تكن لديّ فكره إنه سيخسر كل شيء |
Bir noktadan sonra sabırsızlanacağını ya da cesaretini kaybedeceğini ya da gerçekten kötü bir gün geçireceğini de. | Open Subtitles | تبيّنت أنّك في مرحلة ما ستفقد صبرك أو تفقد أعصابك أو تمر بيوم وخيم. |
Bir noktadan sonra sabırsızlanacağını ya da cesaretini kaybedeceğini ya da gerçekten kötü bir gün geçireceğini de. | Open Subtitles | تبيّنت أنّك في مرحلة ما ستفقد صبرك أو تفقد أعصابك أو تمر بيوم وخيم. |
Sonunda, efendim, bilgisinin bir çoğunu kaybedeceğini söylüyor. | Open Subtitles | بالنهاية سيدي يقول إنه سيفقد معظم المعرفة |
İkimiz de günün birinde bu görünüşünü kaybedeceğini biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا يعلم بأنك ستخسرين شكلك يوماً ما |
Bunu birisi öğrenirse en az senin kadar kendilerinin de kaybedeceğini söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا أنهم سيخسرون مثلك لو إكتشف احد |
İkimiz de ben ölünce bir kocan yoksa bu toprakları kaybedeceğini biliyoruz. | Open Subtitles | كلانا نعلم أنه بدون وجود زوج ستفقدين هذه الإرض عندما أموت |
Evi, daha taşınmaya fırsat bulamadan kaybedeceğini biliyordun. | Open Subtitles | كنت تعلم بأنك ستخسره قبل أن تسنح لك الفرصة لأن تسكنه |
Dünyada en çok sevdiği kişiyi kaybetmişti. Ve ben de hepimizin sevdiği insanları kaybedeceğini farkettim. | Open Subtitles | وعندها لا حظتُ أننا جميعاً سنفقد من نحب |
Yatırımlarımızı böyle kaybedeceğini nereden bilebilirdim? | Open Subtitles | كيف لي أن اعلم انه سوف يخسر مالنا بهذه الطريقة السيئة؟ |
Yılın Alfa'sı olduğun söylenemeyeceği için bunu bir dezavantaj olarak görmemeni anlayabiliyorum ama başka neleri kaybedeceğini bir düşün. | Open Subtitles | أنا أفهم لماذا لا ترى ضرراً من وراء هذا لأنك لم تكن ألفا جيداً على أية حال لكن فكِّر جيداً بما ستفقده |
Yarın bacağını kaybedeceğini bilseydin kanepede oturup bunun için ağlar mıydın? | Open Subtitles | اذا كنت تعرف بأنك سوف تخسر ساقك غداً هل ستجلس على الاريكة و تبكي عليها |
Yapmadın çünkü onu kaybedeceğini biliyordun. | Open Subtitles | لكنّك أدركت أنّك ستخسرها عندئذٍ، ولحسن حظّك أنّي كنت معك. |