Ancak ateşle, kafası kesilerek ve kalbine bir kazık saplayarak öldürülebilir. | Open Subtitles | يمكن فقط قتله بالنار أو قطع الرأس أو وتد فى القلب |
Vampirlere kazık saplayabilirim. | Open Subtitles | بامكاني أن أغرس وتد خشبي في مصاصين ادماء |
Bunu hazır bulundurduğumu? Sence neden masamda bir kazık ve çantamda bir haç saklıyorum? | Open Subtitles | لماذا لدى عصا فى درج مكتبى و صليب فى حقيبتى؟ |
kazık atmaya çalıştığını öğrenirsem hapishanenin karanlık bir köşesine gidip saklansan iyi edersin. | Open Subtitles | وإن اكتشفت أنك تعبث معي من الأفضل أن تختبئ جيداً في هذا السجن |
Çok riskli. kazık ortadan yok olmadı. - Mutlaka birisindedir. | Open Subtitles | هذا خطر للغاية، لقد إختفى الوتد لابد انه بحوذة أحداً |
Peki, saçmalık bu kazık iyi bir şey yoktur ile başlayalım. | Open Subtitles | حسناً ، فلنبدأ بلا يوجد شيء جيد في كومة الرسائل |
Bir şey kanıtlamak için birine kazık atmayı dert etmiyorum. | Open Subtitles | ليس على ان اقلق بشأن خداع شخصا ما لصنع قضية |
Deneyen olursa, benden bir kurşun ya da ondan bir kazık yer. | Open Subtitles | أى شخص سيحاول, سيتلقى رصاصة منى, أو وتد منه |
Yani teknik olarak benim bir yüreğim yok. Eğer biri ona kazık saplarsa, yok olursun. Yani kalbin sayılıyor. | Open Subtitles | شخص ما يضع وتد فيه ، أنت لن لن يكون لديك شيء لذا قلبك يعمل |
Yemin ederim, kalbime kazık çakıyorlar bazen. | Open Subtitles | أقسم,أنا على وشك إدخال وتد مبرقش خلال قلبيهما الصغير |
Onu, kalbine kazık saplanmış şekilde bir mezarlıkta bulduk. | Open Subtitles | وجدناه في المقبرة شخص ما وضع وتد في قلبه |
Doğrudan günışığına çıkararar, başını keserek veya kalbine bir kazık sokarak. | Open Subtitles | سأقبل ضوء الشمس, قطع الراس أو عصا تغمد فى القلب |
Özellikle de kıçına kazık soktukları ve bir daha da asla çıkarmana izin vermedikleri faşist özel okullara. | Open Subtitles | خاصة لمعهد مثل هذا، حيث يضعون عصا في مؤخرتك التي لا تستطيع نزعها أبداً. |
Dostum, senin gibi düzgün biri, kıçında koca bir kazık olan biri birden bire, kaç yaşında, 60! | Open Subtitles | يارجل، الاصحاء مثلك لديهم عصا كبيرة في مؤخرتهم لكل المفاجئات في العمر. ماذا ؟ |
kazık atmaca yok, Nick. O silahları nerede bulurum? | Open Subtitles | لا تعبث معنا الآن يانيك أين يمكن أن نجد هذه البنادق ؟ |
Bana bu kadar rahat kazık atabileceğini mi sandın? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنك تستطيع أن تعبث معي؟ ماذا تريد؟ ضعف البضاعة؟ |
Söylediklerimin hepsi, kazık korkusu yüzündendi. | Open Subtitles | كل ما أعترفت به كان خوفاً من الحرق على الوتد |
sen misin bize tanıtmak ya da sadece bekleyin biz çoraplarını balık olana kadar birbirlerinin çamaşır kazık? | Open Subtitles | هل ستقدمنا أم فقط تنتظر حتى ننتتهي من إخراج جواربنا من كومة الغسيل .. ؟ |
Peki ne yapacağız? Bir bankacıya ödemelerde kazık atamayız. | Open Subtitles | أين يتركنا ذلك أذاً لا نستطيع خداع مصرفي بالأرباح |
1958'de bana kazık attın, şimdi de atıyorsun. | Open Subtitles | لقد خدعتني عام 1958 وانت تخدعني الان مرة اخرى |
Şimdi kardeşimin içindeki kazığı çıkarırsak beni öldürebilecek kaç kazık var? | Open Subtitles | الآن. بغض النظر عن الوتد الذي قتل أخي، فكم لديكم من أوتاد بوسعها قتلي؟ |
Sen de onun gibisin. Bana kazık attın! | Open Subtitles | انت تتكتم على شئ انت تخدعنى بالكلام |
Ama alt kattaki şey varken, bana kazık atmaya kalkmaz. | Open Subtitles | لكنهُ لن يقوم بخداعي, ليس بعد ما يحصل في الاسفل. |
Sen de işbirliğini çok çabuk önerdin. Senin kazık atmayacağını ben nereden bileyim? | Open Subtitles | لقد اقترحت بسرعة كيف لي أن أعلم بأنك لا تحاول خداعي |
Yani bana vampirlerden nefret eden ikinci kişiliğinin elinde tüm vampir soyunu muhtemelen benimkini öldürebilecek bir kazık olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | أتقول لي أن إنفصامكَ الحانق على مصّاصين الدماء... لديه وتدٌ كفيل بقتل نسل كامل من مصّاصين الدماء قد أكون سليله؟ |
Parayla birlikte kaçtıklarından emindi. Resmen kazık atmışlardı. | Open Subtitles | كان واثقاً أنهم أخذوا الأموال في غدر |
Senin kazık bağın yeterince iyi kazıklanmamış. | Open Subtitles | يبدو أن ربطة القرنفل خاصتك لم تُربط جيداً. |