| Hayır, kulübü devam ettirmek için kazanmak zorunda olduğunuzu söyledim. | Open Subtitles | .لا , لقد قلت بأن عليك الفوز لكي تبقي النادي |
| Hafızam silindikten sonra güvenimi geri kazanmak zorunda olacaksın ve bu hiç kolay olmayacak. | Open Subtitles | بعد مسح الذاكرة ، سيتوجب عليك الفوز بثقتي مُجدداً ولن يكون هذا أمراً سهلاً |
| kazanmak zorunda değilsin ama herkes oynar. | Open Subtitles | ليس عليك ان تفوز لكن الكل يلعب |
| kazanmak zorunda değilsin ama herkes oynar. | Open Subtitles | ليس عليك ان تفوز لكن الكل يلعب |
| Karakter yarışını kazanmak zorunda değil. | Open Subtitles | وهو ليس عليه أن يفوز في أي مسابقة للشخصية |
| - Dalga geçiyorsun. - Biri kazanmak zorunda. Tabii. | Open Subtitles | ـ على احدهم ان يفوز ـ هذا في حالة كانوا سيلعبون هذا الاسبوع |
| Chelsea kümeye düşmeden kazanmak zorunda | Open Subtitles | يجب أن يفوز (تشيلسي) إذا أراد أن يبقى في قمة الدوري. |
| Arkady yalnızca 3 oyun daha kazanmak zorunda. | Open Subtitles | على (أركادي) أن يفوز في ثلاث مباريات أضافية فقط |
| Gerçek olan Liverpool kazanmak zorunda. | Open Subtitles | فالوقع (ليفربول) يجب أن يفوز. |
| Yarasa Adam kazanmak zorunda. Tanrı aşkına. Crystal, ben daha sonra-- | Open Subtitles | الرجل الوطواط عليه ان يفوز ، اللعنة كريستل) انا فقط) - |