Zengin bir ptitsaya ait. Kedileriyle yaşıyor. | Open Subtitles | تملكها امرأة غنية تعيش فيها بمفردها مع قططها |
Zengin bir ptitsaya ait. Kedileriyle yaşıyor. | Open Subtitles | تملكها امرأة غنية تعيش فيها بمفردها مع قططها |
Jennifer bütün Pazar'larımı Kedileriyle yürüyüş yaptırtarak heba ederdi. | Open Subtitles | جنيفر كانت دائما تجعلني أقضي مسافات طويله للمشي مع قططها |
Eminim ki kral oğlunun sokak Kedileriyle boğuştuğunu öğrenirse pek mutlu olmayacaktır. | Open Subtitles | أعتقد أن الملك لن يكون سعيداً بمعرفة أن إبنه يصارع قطط الزقاق |
Evde Kedileriyle yaşayan birçok üzgün erkek de var. | Open Subtitles | هناك الكثير من الرجال الحزينين هناك والذين لديهم قطط أيضاً؟ |
Kenya, büyük avcı Kedileriyle ünlüdür. | Open Subtitles | كينيا"، مشهورة بقططها الكبيرة" أعظم الصيّادين |
Gidip... Kedileriyle... tanışacağım. | Open Subtitles | أنا سوف ألتقي بقططها |
Yoksa Kedileriyle birlikte yaşayan yaşIı bir kadın mı olurum? | Open Subtitles | أو أننى سأنتهى السيدة العجوز التى تستطيع العيش مع القطط فقط ؟ |
Kulağa Kedileriyle yaşayan ve... yalnız ölecek bir kadınmış gibi geliyor. | Open Subtitles | يبدو كمنزل مرأة تعيش مع قططها وسوف تموت لوحدها |
Şeye... Jenny'nin Kedileriyle tanışmaya gidiyorum. | Open Subtitles | أنا سوف (سوف أذهب للقاء قطط (جيني |
Kedileriyle tek başına yaşayan bir ihtiyar olana kadar. | Open Subtitles | حتى تكبري وحيدة وتشربي البيرة مع القطط |