| Tüm savunma hareketlerimi tahmin etti ve Kelepçelerin nasıl kullanılacağını, silahımın nerede olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | كان يتوقع كل ما عندي من تحركات دفاعية, يعرف كيفية استخدام الأصفاد يعرف أين سأخذ قطعتى |
| O hâlde Kelepçelerin fotoğraflarını çekip dağıtın. | Open Subtitles | لذا دعونا نلتقط صور لتلك الأصفاد ، ونرسلها |
| Kelepçelerin üzerinde bile izler bulunmuş. | Open Subtitles | حتى أنّهم وجدوا بصمة جزئيّة على الأصفاد. |
| Şu rahatsız edici Kelepçelerin anahtarlarını alabilir miyiz? | Open Subtitles | لو بإمكاننا الآن الحصول على مفاتيح لهذه القيود المُزعجة. |
| Karar verilene kadar, Kelepçelerin çıkmasını ve evimden gitmenizi istiyorum. | Open Subtitles | حتى يحين هذا أريد نزع القيود وخروجكم من منزلي |
| Seks harikaydı, ancak sürekli Kelepçelerin anahtarlarını kaybediyordu. | Open Subtitles | المعاشرة كانت جيدة ولكنه ظل يفقد مفاتيح الأغلال دوماً |
| Kelepçelerin boyu yanlış. | Open Subtitles | أصفاد حجمهــا خاطىء. |
| En azından birimizde Kelepçelerin anahtarı var. | Open Subtitles | واحد منا على الأقل انتهى به المطاف مكبلاً |
| Bayağı sağlam. Kelepçelerin anahtarları da en üst çekmecede. | Open Subtitles | إنّه متين والأصفاد في الدرج الأعلى |
| Kelepçelerin anahtarlarını bulabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنكِ العثور على مفتاح هذه الأصفاد ؟ |
| Bu Kelepçelerin anahtarı yok. | Open Subtitles | مغفّل، ليس لدي مفاتيح لهذه الأصفاد |
| Senin dikkatini Kelepçelerin takılma sesinden dağıtmak için klik dedim. | Open Subtitles | قلت "كليك" حتّى أشتت تفكيرك من صوت الأصفاد |
| Kelepçelerin anahtarı onda olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنها تحمل مفاتيح الأصفاد |
| Kelepçelerin görünmesini istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أرى الأصفاد الخاص بك. |
| Umarım göründüğünden hızlıdır ve ikimizin iyiliği için bu patlayan Kelepçelerin bir menzili vardır. | Open Subtitles | وأن لهذه الأصفاد المتفجرة... بعض المدى لكلانا. |
| Gerçekten bu Kelepçelerin beni durduracağını mı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | تظن حقاً الأصفاد قادرة على إيقافي؟ |
| Gerçekten bu Kelepçelerin beni durduracağını mı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | تظن حقاً الأصفاد قادرة على إيقافي؟ |
| Mon, sanırım o Kelepçelerin kime ait olduğunu buldum. | Open Subtitles | مون ، أعتقد بأنني أعرف لمن هذه القيود |
| Duvardan tırmanırken olmuş olmalı. Sanırım parmak izimi Kelepçelerin onun olan kısmında bıraktım. | Open Subtitles | ربما اكون تركت بصمه اصبعي على القيود |
| Kelepçelerin hoşuna gideceğini düşündüm. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أنك سوف تحب القيود. |
| Nasıl çıkacağımı bilmiyorum. Bu sahte Kelepçelerin sahte anahtarı yok. | Open Subtitles | هذه الأغلال المزيفة لا تملك مفتاحاً مزيفاً |
| Evet. Kelepçelerin gerekecek. | Open Subtitles | أجل، يجب أن تخرج أصفادك |