Kemiklerdeki işaretler, kesici bir aletin izleri, ama metal değil. | Open Subtitles | تلك العلامات على العظام من جراء آلة قطع وليس معدن |
Ve Kemiklerdeki izler etçil havyanların saldrısına uğradığını gösteriyor ki bunlar böcek, kuş veya kemirgen değil. | Open Subtitles | و العلامات التي على العظام تشير إلى وجود حيوان لآكل للحلم و هو ليس من الحشرات أو الطيور أو القوارض |
Zack, Kemiklerdeki kesikleri incelemek için sana ihtiyacım var. | Open Subtitles | زاك, أريد منك أن تحلل التقطيع على العظام |
Evet. Mineral kaybına bak, özellikle de büyük Kemiklerdeki. | Open Subtitles | أجل، لاحظي التنقية، خاصة بالعظام الكبيرة |
Örnek alıp labaratuvara göndereceğim Kemiklerdeki hasarla eşleşiyor mu diye baksınlar. | Open Subtitles | سآخذ عينات وأجعلهم يُرسلونها إلى المُختبر لمعرفة ما إذا كان الحامض يُطابق الأضرار التي لحقت بالعظام. |
Kemiklerdeki izlerle bıçaklarını karşılaştırabilirsiniz, değil mi? | Open Subtitles | خمنت أنه بإمكانك ان تطابقي الشفرات بأثار التقطيع من على العظام,صحيح؟ |
Ve sen Kemiklerdeki bu izotopları tanımlayabilirsin. | Open Subtitles | ويمكنك أن تحدد نوع هذه النظائر من فحص العظام |
Bu Kemiklerdeki derin çukurlaşmalar ya çatlaklarla bağlantılı ya da değil. | Open Subtitles | هناك تحفير عميق في هذه العظام وقد يكون أو لا يكون له علاقة |
Kemiklerdeki yaraların nasıl oluştuğunu açıklayacak bir kaç senaryo geliştirdim. | Open Subtitles | أجريت العديد من السيناريوهات على الجسد الضحية لتعليل الإضرار على العظام |
Kemiklerdeki sarmaşıkları temizlemek için kullandığım deterjan, bir sürü ilginç şeyi süpürdü. | Open Subtitles | في الواقع، أخرج المُطهّر الذي إستعملته لفصل السويقات المُمتدة عن العظام الكثير من الأشياء المثيرة للإهتمام. |
Yani zarar gören Kemiklerdeki kuvvet profilini tekrar canlandırmak için üst vücuda saldıracağız. | Open Subtitles | إذاً سنستهدف الجذع لنرى إنّ كنا نستطيع إعادة خلق معايير القوة الموجودة على العظام المتضررة. أجل. |
Yeni Kemiklerdeki anormallikleri tespit etmek fosillerden çok daha kolay. | Open Subtitles | من المؤكد أنّ رؤية شذوذات على العظام الحديثة أسهل من رؤيتها على العظام المتحجرة. |
Kemiklerdeki testere dişleri katilin aynı testereyi kullandığının göstergesi. | Open Subtitles | التسنين العظام يوحي أن القاتل استخدم نوعا من المنشار. |
- Kemiklerdeki kesiklerin hata ya da tereddüt olduğunu sanıyorduk. | Open Subtitles | كنّا نفترض أنّ علامات الشق على العظام كانت إمّا أخطاءاً أو تردداً. |
Fosilleşme sürecinde Kemiklerdeki kalsiyum taşa dönüşüyor. | Open Subtitles | الكالسيوم فى العظام يستبدل خلال التحجير |
Bıçak yaralarının derinliğinden Kemiklerdeki izlerin oluşması için ne kadar güç gerektiğini Newton metre olarak söyleyebiliriz. | Open Subtitles | من عمق الطعنات- يمكننا تحديد القوه التقريبيه المطلوبه كنيوتن/متر لعمل إصابات كالتى نراها على العظام |
Deri üzerinde sıvılaştığı sırada florür ve iyon, Kemiklerdeki karbonla birleşerek kalsiyumun sıvılaşmasına ve... | Open Subtitles | كما أنه يذوب في الجلد، و أنيون الفلوريد يجمع مع الكالسيوم في العظام لفصل الكالسيوم... |
Kemiklerdeki yaraları açan kuvvet 24 Newtonmetreydi. | Open Subtitles | القوه اللتى إستخدمت لعمل الإصابات - بالعظام تكون 24 نيوتن /متر |