"kemiklerinden" - Traduction Turc en Arabe

    • عظام
        
    • العظام
        
    • عظامهم
        
    • عظامه
        
    • عظامك
        
    • عظامها
        
    Rivayete göre 9000 rahibin kemiklerinden inşa edilmiş. Open Subtitles لقد بنيت كما يعتقد من عظام تسعة الآف راهب
    Burada, Sessiz Kardeşler Gölgeavcılarının kemiklerinden ve küllerinden güçlerini alırlar. Open Subtitles هذا المكان يُمددنا بكل تلك الطاقة من كل عظام ورمادّ صائدي الأشباح الموتى
    Geriye kemiklerinden başka bir şey kalmayana kadar çürüyen teninin üzerine yağmurlar yağacak. Open Subtitles المطر سوف يسقط على جثتك المُتعفنة حتي لا يتبقي شيء منك سوى العظام.
    Aynı zamanda duvarların gerisinde insan kemiklerinden tepeler oluştuğunu bildirmişlerdi. Open Subtitles وسجلوا أيضا ، أنه خلف الأسوار . جبل بالكامل من العظام
    Bitirdikten sonra da, kemiklerinden aletler yapacağım. Open Subtitles وبعد الانتهاء منهم سأصنع الأدوات من عظامهم
    kemiklerinden ciğerlere doğru yayılmaya başlamıştı. Open Subtitles إنتشر من عظامه وكان يشقّ طريقه إلى رئتيه.
    Bacaklarından vazgeç, cinsiyetinden vazgeç, saçından, kanından, organlarından, kemiklerinden. Open Subtitles سلّم ساقيك, سلّم جنسك شعرك, دمائك, أعضائك, عظامك
    Brennan'ın annesinin gömüldüğü yer toplanan toprak örneklerinden geliyor onun kemiklerinden gelen aynı derinlik. Open Subtitles اتت من عينات التربة التي جمعت من موقع دفن والدة برينان من نفس عمق دفن عظامها
    Bu cinayetlerin belirli bir düzende sahip olması için güzel elmacık kemiklerinden daha fazla ortak yöne sahip olmalılar. Open Subtitles من أجل أن يكون نمط واحد يجب أن يكون بينهم قواسم مشتركه كثيره غير عظام الوجه
    - Orada bebek kemiklerinden oluşan dağlar ve nehirler var mı? Open Subtitles حيث يتواجد جبل من عظام الأطفال وأنهار من الدماء؟ ماذا؟
    - Işıltılı pigmenler hayvan kemiklerinden elde ediliyor. Open Subtitles يُمكن الحصول على أصباغٍ مُضيئة من عظام الحيوانات.
    Bu T. rex'in kemiklerine bir baktı, kalça kemiklerinden birine, ve orada çok ilginç yapılar buldu, çok ilginç. TED لذا اخذت بالبحث في عظام الديناصور فصيل ريكس تحديدا عظام الفخذ وقد وجدت الكثير من " البنيات " المميزة في تلك العظام
    1963'te, bir fırtına East London adlı küçük bir Güney Afrika kentindeki limanı yerle bir etti. Eric Merrifield, çocuklarının öküz kemiklerinden yapılan "dolos" adı verilen oyuncaklarıyla oynamasını izlerken bu dolos fikrini akıl etti. TED في عام 1963، وقعت عاصفة وصلت الميناء في مدينة صغيرة في جنوب أفريقيا تدعى لندن الشرقية، وبينما كان يراقب أطفاله يلعبون بألعاب مصنوعة من عظام الثيران تسمى دولوسي، جاءته فكرة هذا.
    Eskiler, geri çekilme izlerini ölülerinin kemiklerinden takip edebilirdin derler. Open Subtitles القدامى قالوا لي يمكن أن تتبع خطهم في تراجعهم... من عظام موتاهم
    Doku, kas ve iç organların kemiklerinden ayrılmış olması yoğun bir kuvvete maruz kaldığını gösteriyor. Open Subtitles ضربة قوة الثقل الحادة تشير إلي إلى أن الأنسجة والعضلات والأحشاء نزعت من العظام
    Kırılmamış kemikleri kendi kemiklerinden daha kısadır. Open Subtitles قائمة العظام التي لم يكسرها أقصل من عظامه
    Yine de organları kurumuş ve ilikleri tamamen kemiklerinden çekilmiş. Open Subtitles وقد إنتهى بها الأمر بإستنزاف أعضائها و إمتصاص نخاعها من العظام كليًا
    Kazığın üstünde orada etleri kemiklerinden yakılarak ayrılacak. Open Subtitles بالمناسبة... يجبُ أن يكون لحمهم مفحماً عن عظامهم
    Ve etleri mekanik bir şekilde kemiklerinden ayrılıyorlar. Open Subtitles ثم يتم فصل لحومهم بالآلات عن عظامهم
    - kemiklerinden yapılan sarayda yaşıyorsun. Open Subtitles أنت تعيش في قصر بنيت مع عظامهم.
    Cehennem sakinleri, karanlığın şeytanları ve korkunç işkenceciler ölümlünün derisini kemiklerinden ayırın. Open Subtitles أبدا,أيها العفاريت و شياطين الليل و يا أيها الجلادين إسلخوا لحمه عن عظامه
    İnşallah şeytan etlerini yakarak o zavallı kemiklerinden ayırır! Open Subtitles آمل ان يجتز الشيطان لحمك من عظامك المخزية
    Derisi eriyip kemiklerinden akana kadar beklemiştir. Open Subtitles إنتظرتْ حتى ذاب اللحم من على عظامها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus