DC Federal Yargı Bölgesinden Yargıç Theodore Kemper'ın çıkardığı mahkeme kararıyla, ben, Dr. Camille Saroyan, Jeffersonian Enstitüsü dahilinde Özel Ajan Augustus Donald Harper'a otopsi yapacağım. | Open Subtitles | سعادتك بأمر رسمي مستند إلى طلب نبش جثة من قبل القاضي كيمبر |
Bu yüzden Kemper'ın ailesini, arkadaşlarını ve tanıdıklarını araştırmalıyız. | Open Subtitles | لذلك يجب أن ندقق في عائلة كيمبر و أصدقائه و شركائه |
Kemper'ın hayattaki tek akrabası Alaska'da yaşayan üçüncü kuşak kuzeni. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الحي الذي لديه صلة قرابة مع كيمبر هو نسيب من الدرجة الثالثة في ألاسكا |
Kemper'ın arkadaşı yokmuş. Sosyal becerileri olmayan bir münzevi. | Open Subtitles | كيمبر لم يكن لديه أصدقاء كان منعزلا و بدون مهارات إجتماعية |
Kemper'ın hayranlarından biri olabilir. Bu adamların her zaman hayranları oluyor. | Open Subtitles | قد يكون أحد عشاق كيمبر هؤلاء المجرمين دائما ما يظهر لهم متتبعين |
Burada iki dosya var, biri onun yakalanmasıyla diğeri Jack Lee Kemper'ın yakalanmasıyla. | Open Subtitles | هناك مجموعتين من الملفات واحد عن إعتقاله الاخر عن جاك لي كيمبر |
Bunun Kemper'ın idamıyla bir alakası olmayabilir. | Open Subtitles | قد لا يكون الأمر بخصوص إعدام كيمبر إطلاقا |
Adam Kemper'ın gerçekten kurban olduğunu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | أهذا ما تعتقده حقاً بشأن آدم كيمبر |
Adamımızın Jack Lee Kemper'ın kurbanlarıyla bir alakası yok. | Open Subtitles | الجاني خاصتنا ليس متصلا مع جاك لي كيمبر |
Kemper'ın bize bunun için borçlu! | Open Subtitles | كيمبر فعلاً ندينه لهذا |
Kemper'ın oraya gidip de Shaylene'i öldürmesinin imkânı yok. | Open Subtitles | مِن المُستحيل أنّ (كيمبر) وصل إلى هناك في وقت قتلها. |
Bana Kemper'ın kaçmanı sağladığını söylediğinde bu işin arkasında kız kardeşinle Delario'nun olduğunu hiç tahmin etmemiştim. | Open Subtitles | عندما أخبرتني أنّ (كيمبر) جعلكِ تهربين، لمْ يكن يخطر ببالي أنّ أختكِ و(ديلاريو) يقفان خلف ذلك. |
Kemper'ın itirafı sahte. | Open Subtitles | إعتراف (كيمبر) زائف. |