Üstelik daha seni, Kendal'ı ve Kaptan'ı vatana ihanet duruşmasına çıkaracağım. | Open Subtitles | بجانب أني سأجركِ و كيندل و الكابتن شابلين لمحاكمتكم بتهمة الخيانة |
Ben Colorado 2.Kaptanı Sam Kendal. | Open Subtitles | هنا المساعد التنفيذي لسفينة كلورادو سام كيندل |
Yarbay Kendal, bu andan itibaren Geminin Kaptanlığına terfi ettiniz. | Open Subtitles | الملازم القائد كيندل من هذه اللحظة انت الكابتن المسؤول عن هذه السفينة |
Kuzenin Kendal karavanlardan birine yerleşti. | Open Subtitles | وإبن العم " كاندل " محشور في أحد المقطورات |
Yine de, Kendal Crowe'u eyalet nezaretine almak için mahkeme emri ile karşınızdayım. | Open Subtitles | لكنني هنا بإنتداب رسمي لأخذ القاصر " كاندل " إلى حضانة الحكومة |
Ve beni şaşırttan ilk şeylerden biri de Kendal'e bindiğim zaman herkes nerede dedim? | TED | و واحد من أول الأشياء التي فاجأتني عندما صعدت على سطح كيندال كان: أين الناس؟ |
Joey Gillman, Bill Kendal ve Rick Midgen da karışmış. | Open Subtitles | جوي جيلمان، بيل كندال وحصلت ريك Midgen إلى ذلك أيضا. |
Ama Kendal Strickland kendini değiştirmeyi düşünüyordu. | Open Subtitles | ولكن " كاندال " ستفكر فى التغير عن نفسها |
Ben Colorado 2.Kaptanı Sam Kendal. | Open Subtitles | هنا المساعد التنفيذي لسفينة كلورادو سام كيندل |
...ve USS Colorado'nun 2.Kaptanı Sam Kendal bugün Deniz Kuvvetleri Bakanlığı tarafından resmi olarak suçlandı. | Open Subtitles | و سام كيندل الضابط التنفيذي للغواصة كولورادو قد تم رسمياً توجيه التهم إليهم |
Beyaz Saray avukatları Chaplin ve Kendal'ın ABD vatandaşlığından çıkarılmaları için hukuki yolun açıldığını hatta USS Colorado'nun başındaki iki adamın... | Open Subtitles | محاموا البيت الأبيض قالوا أن هذه الخطوة القانونية تمهد الطريق لشابلين و كيندل لتجريدهما من حقوقهما كمواطنين أمريكيين |
Bayan Kendal kocanızın eylemleri hakkında ne düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | سيدة كيندل ماذا تعتقدين بخصوص تصرفات زوجك؟ |
Bay Curry, vekil Kaptan Sam Kendal konuşuyor. | Open Subtitles | سيد كاري . معك الكابتن سام كيندل. |
- Bayan Kendal bu tarafa! Bu tarafa! - Defolun mülkümden! | Open Subtitles | سيدة كيندل , هنا , هنا أخرج من ممتلكاتي |
Kendal, ailenle her tartıştığında basıp gidemezsin. | Open Subtitles | كاندل " لا يمكنك أن تذهب " في كل مرة تختلف عن عائلتك |
Kendal'ın cep telefonuna göre nereye gittiklerine dair genel bir fikrim var ama konuştuğumuzdan beri gelişme yok. | Open Subtitles | وصلنا على تمركز إرتداد إشارة هاتف " كاندل " من هذا البرج لكن لم أجد أكثر من ذلك |
Kendal, ailenle her tartıştığında basıp gidemezsin. | Open Subtitles | كاندل " لا يمكنك أن تذهب " في كل مرة تختلف عن عائلتك |
Teslim olmasını ayarlamaya yardım etmezsem eninde sonunda polislerin onu yakalayacağını ve Kendal'ın da büyük ihtimal iki ateş arasında kalacağını söyledi. | Open Subtitles | قال إن لم أساعد على ترتيب تسليم نفسه ستأتي الشرطة وتسقطه فوراً وربما " كاندل " يقع بين النيران |
Deniz kuvvetlerindeki arkadaşlarım tek seferde 1000 denizci ile denize açıldıklarını söylediler, ama Kendal üzerinde sadece 21 mürettebat vardı. | TED | لدي أصدقاء في البحرية يقولون لي أنهم يبحرون برفقة 1000 بحار في نفس الوقت، و لكن كان هناك 21 فقط من الطاقم على متن كيندال. |
Kendal Strickland, Waverly Hazırlık'ın sadece en hoş kızı değildi, aynı zamanda bir efsanesiydi. | Open Subtitles | " كيندال " لم تكُن مُجرد أجمل فتاه فى الإعداديه كانت أسطوره |
Kendal hayatının aşkı Ryan'ı ürkütmeden nasıl mükemmel olduğuna emin olabilirdi ki? | Open Subtitles | كف تعرف "كيندال " أن جمالها لن ينتهى بمرور الوقت ؟ لا تخف " رايان " الحب في حياتها؟ |
Evet Kendal Strickland çekiciydi, burası açık. | Open Subtitles | نعم، وكانت " كندال ستريكلاند " جذابة وكان ذلك واضحا |
Kendal'da yolculuk ederken beni şaşırtan bir başka şey ise, yanında oturduğum kişiydi-- Kraliçe değil; Neden onun portresinin altına beni koyduklarını hayal bile edemiyorum -- Fakat görevlilerin salonundaki o yemek masasının etrafında, Birmanyalı bir adamın yanında oturuyordum, karşımda ise bir Romen, bir Moldovyalı, bir Hintli vardı. | TED | والشيء الآخر الذي فاجأني عندما صعدت على متن كاندال هو من كنت أجلس بجانبه -- ليست الملكة؛ لا أستطيع أن أتخيل لماذا وضعوني تحت صورتها -- لكن حول طاولة الطعام تلك التي الموجودة في صالة الضابط، كنت جالسة إلى جانب شاب بورمي، كنت أجلس مقابل روماني و مالديفي و هندي. |
O çantayı Audry'nin Yeri'ne götürürsen, yardım ve yataklıktan Kendal'la Wendy'yi tutuklamak zorunda kalırım ve çok fena olur. | Open Subtitles | إذاً حملت هذه الثياب ثانيةً " إلى " أودري سوف أسعد بأخذ " ويندي وكاندل " كمشاركين في الجرم وهذا سيكون مؤلماً |