Belki de kendi kendini eritmiştir böylece etrafa daha fazla yayılabilir. | Open Subtitles | ربما هو أذاب نفسه حتى تصبح منه نسخ عديدة ليلهو أكثر |
aevren varolmaya ihityaç duyduğundan, bu yüzden kendi kendini varetti. | Open Subtitles | و لأن الكون إحتاج أن ينوجد صنع نفسه لهذا السبب |
kendi kendini iyileştirme yeteneğine rağmen beyni tamir edilemez şekilde zarar görmüş olabilir. | Open Subtitles | حتى مع قدراتها للبقاء أو شفاء نفسها طبيعيا ربما دماغها تضرر بدون إصلاح |
Bu kıyafet, kendi kendini yeniliyor gibi. Nasıl yapıyor bunu? | Open Subtitles | هذه البذلة، يبدو بأنها تصلح نفسها كيف تفعل ذلك ؟ |
Ekosistem nakavt olmuş ve kendi kendini takviye etmeye devam etmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد وأنّ النظام الإيكولوجي تغلّب على الحصار وإستمر في التعزيز الذاتي فحسب. |
Ve öğrenme, büyük ihtimalle kendi kendini düzenleyen bir sistemdir. | TED | والتعليم من المرجح أنه نظام تنظيم ذاتي. |
Kitaplar İngilizce, makaleler İngilizce yapılıyor, ama bu kendi kendini tatmin eden bir kehanet. | TED | فالكتب باللغة الانجليزية والمجلات العلمية باللغة الانجليزية لكن ذلك لتحقيق نبؤة ذاتية |
kendi kendini yok eden bir virüs yazmayı kendi başınıza öğrendiğinize inanayım mı? | Open Subtitles | أترديني أن أصدق أنك قد علمتِ نفسك كيف تنشئين فيروس وتجعلينه يدمر نفسه |
Ama bunu yapmasına gerek yok, çünkü kendi kendini kaldırabiliyor. | TED | لكنه لا يحتاج ذلك، لأنه يدبر رفع نفسه بنفسه. |
Ted New York'lu, yetenekli bir tiyatro sanatçısı, kendi kendini yetiştirmiş bir çizer ve müzisyendi. | TED | كان تيد من اهل نيويورك و رجلا ملازما للمسرح وقد علم نفسه بنفسه فنون الموسيقى و التصوير |
Yani yöneticilere büyük duyurular yaptırmak yerine, takım kendi kendini yönetiyor aslında. | TED | فبدلاً من وجود مسؤولين يلقون الإعلانات، في الواقع، يدير الفريق نفسه. |
Bu başka bir parça, tek iplikçik, daha büyük bir tanka batırılmış, kendi kendini bir küp, üç boyutlu bir yapı haline katlıyor. | TED | هذا جزء آخر، ظفرة واحدة تغمس في وعاء أكبر يقوم بتجميع نفسه ذاتيّا إلى مكعّب، بنية ثلاثيّة الأبعاد. |
Kodlama, araştırma. Bu casusluk oyunları kendi kendini yazmıyor ya. | Open Subtitles | وضع الأكواد والأبحاث، لا يمكن لألعاب الجوسسة هذه كتابة نفسها. |
Çünkü günün sonunda, insanların ihtiyaçlarını hallettiysek, işin köküne indiysek, suç kendi kendini idare edebilirdi. | TED | لأنه في نهاية اليوم، إذا تمعنا في احتياجات الأشخاص، إذا نظرنا إلى السبب بشكل جذري، سيتمّ حلّ الجريمة من تلقاء نفسها. |
kendi kendini onarabilir ve hatta yakın çevresindeki büyük değişikliklere tepki gösterebilirdi. | TED | ربما تكون قادرة على إصلاح نفسها ، وحتى تتجاوب مع التغييرات الجذرية في البيئة المباشرة. |
Ve neden böyle? Çünkü üçgenleri anlıyorlar ve kendi kendini destekleyen modeller sabit yapılar kurmada anahtardır. | TED | ولماذا هذا؟ لأنهم يفهمون المثلثات والأنماط الهندسية التي تعيد ضبط نفسها التي هي مفتاح بناء هياكل مستقرة. |
Ancak kendi kendini kurgulayan çözümler, bize bu ikilemden bir çıkış yolu gösterir. | Open Subtitles | و رغم ذلك ، تمنحنا فكرة التناسق الذاتي وسيلة للخروج من هذه المفارقة |
Yasal sebepler yüzünden bir Sentetik kendi kendini kontrol edemez. | Open Subtitles | لأسباب قانونية، هي الاصطناعية الأجهزة لا يمكنها القيام بفحص الذاتي |
Bu ilk kendi kendini temizleyen kuru yapıştırıcının dizaynına ilham kaynağı olmuştur -- patentini aldık ve bunu söylemekten mutluluk duyuyoruz. | TED | وقد كان هذا مصدر إلهام لتصميم أول لاصق تنظيف ذاتي جاف وقد اصدرنا براءة الإختراع، ونحن سعداء بذلك. |
Bu sorunu çözmek için, kendi kendini onaran materyaller üzerine düşündük. | TED | لحل هذه المشكلة فكرنا في مادة ذاتية المعالجة |
Tahminimizce kendi kendini yokettiği sırada liderleriyle temastaydılar. | Open Subtitles | نعتقد أنهم كانوا متصلين بزعيمهم بطريقة أو أخرى , عندما دمر نفسة ذاتياً |
Makul. Dinle. Asıl nokta kendi kendini tedavi yapılması gereken değil. | Open Subtitles | إسمع يا رجل، المقصد أنّ مداواة نفسك بنفسك ليس الخطوة الصحيحة. |
Pegasus Galaksi'sindeki Dünya'ya ulaşabileceğimiz tek yıldızgeçidi bu... ve eğer zorunda kalırsak Wraithler şehri almadan önce kendi kendini yok etmeyi kullanacağız. | Open Subtitles | هذه هى البوابة الوحيدة فى هذه المجرة القادرة على الإتصال بالأرض سيكون علينا تشغيل التدمير الذاتى قبل أن يستولى الريث على المدينة |
Hareketli bir valf taktın mı roketli kemer kendi kendini yok eder. | Open Subtitles | كل ما تحتاجه هو صمام متحرك و حزام الصاروخ هذا سيدمر ذاتيا |
Fakat kimse uydunun 7 saniyelik bir iletişimde bulunduğunu bilmiyor uzayın derinliklerine bir mesaj gönderdi ve kendi kendini imha etti. | Open Subtitles | لكن لم يعلم أحد أنّ القمر بثّ 7 ثوانٍ ... من موجات الاتّصال رسالة إلى عمقِ الفضاء و بعدها تدمّر ذاتيّاً |
Zırhı kilitlemek kendi kendini geçindiren bir pili düzene sokar. | Open Subtitles | قفل الدرع يشعل بطارية مكتفية ذاتياً |
Jeremiah sekiz yaşından önce kendi kendini geliştirmeye başlamış. | Open Subtitles | جيرماياه عصامي, اعتمد على نفسه في الدراسة مذ كان في عمر الثامنة |