Ve ben, çalıştım ve sorunlar ile uğraştım, ta ki resmin içinde mücadele ettiğim ufacık minik savaşlar kendiliğinden çözülmeye başlayana dek. | TED | وعملت وعملت على حل المشاكل حتى المعارك الاولى التي كنت اقاتلها داخل الصورة بدأت في الحل من تلقاء نفسها |
JS: kendiliğinden kesilen. Katla. Katlamak gerçekten önemli çünkü interstisyel süspansiyonu sağlıyor. | TED | ج. س: تمزق نفسها. طي. الطي مهم لأنه يسمح بتعليق خلالي. |
kendiliğinden yardım teklif etmediklerinde başkalarını suçlayamayız çünkü yardım isteyip istemediğimizi bilmiyorlar. | TED | فنحن لا يمكننا إلقاء اللوم على الآخرين لكونهم لا يهبون لمساعدتنا تلقائياً في حين أننا لا نعرف أن هذا هو المطلوب. |
Ama tahminime göre kendiliğinden yok olacak. | Open Subtitles | ولكن تخميني أن الرابطة ستنتهي وحدها بالنهاية |
Keşke her şey hızlansa da ev kendiliğinden inşa olsa. | Open Subtitles | ـ هذا ما يفضله المهندس المعماريّ ـ ألا فقط أسرع ويبني المنزل لوحده |
Başkalarından fikirlerini kendiliğinden değiştirmelerini bekleyemeyiz. | TED | لا يمكننا أن نتوقع من الآخرين أن يغيّروا مواقفهم بشكل تلقائي. |
Hayaller kendiliğinden yaklaşmaz insana. Peşlerinden koşmamız lazım. | Open Subtitles | الحلم لن يتحقق بمفرده علينا ان نسعى اليه |
İntihar, kayıp insanlar, ...bir ponpon kızın kendiliğinden tutuşması. | Open Subtitles | الإنتحار، فقدالأشخاص.. إحتراق المُشجّعات تلقائيا ً |
Onun amacı, çevremizin kendiliğinden müzik yaratabildiğini göstermek, bu konuda cömert ve verimli olduğunu ve bizim zaten içinde olduğumuzu göstermekti. | TED | كان يقول أن البيئة من تلقاء نفسها تولّد الموسيقى أن هذا أمر سخي ومنتج، أننا محاطون بذلك بالفعل. |
Ve, söylediğim gibi, şeklin bükülme yöntemi, bu bükülmüş yüzey üzerinde hareket ederken desenin nasıl büküldüğü ne tür temel parçacıkların kendiliğinden oluşacağını belirler. | TED | وكما سبق وقلت طريقة انحناء الشكل.. اتجاه انحنائه على طول طريقة انحنائه.. عند حركته في هذا السطح الملتوي.. يمثل ما هي الجسميات الأولية نفسها. |
Neden hepimizin katkıda bulunabildiği kendiliğinden yakıtlı olmayan bir süreç olmasın? | TED | لانها تعتمد على طرق لا تحرك نفسها بنفسها .. اي دوائر منقوصة تمنعنا نحن جميعاً من المشاركة بعلمنا فيما بيننا |
Böylece oyuncular bu sorunu birbirlerini adilce ve şeffafça motive etmek için kendiliğinden oluşan bir sistem ile çözdüler. | TED | لذا فالاعبين عالجوا هذه المشكلة تلقائياً جاؤوا بنظام لتحفيز بعظم البعض, بشكل عادل و شفاف. |
O uzaylıların insan karşılıkları kendiliğinden uyandılar. | Open Subtitles | البدلاء من البشر لهؤلاء الغرباء يستيقظون تلقائياً |
Öyle olmuyor. Öngörü kendiliğinden geliyor. | Open Subtitles | الامر لا يسير هكذاـ الرؤى تاتي الي وحدها |
Burada biraz beklersek, iş kendiliğinden hallolur. | Open Subtitles | إذا انتظرنا هنا لدقيقة، فسوف ينتظم الأمر لوحده. |
Geğirmek de kendiliğinden olur. Ama hiç de romantik değildir. | Open Subtitles | بربك، فالتجشؤ تلقائي والتجشؤ ليس رومانسي |
Bu şey de zaman ayarlı. kendiliğinden açılmış. | Open Subtitles | أما هذا، فإنّه يعمل وفق مؤقّت، لذا فإنّه يعمل بمفرده. |
kendiliğinden ısı şeklinde enerji yayıyordu. | Open Subtitles | هو كَانَ تلقائيا يطلق الطاقةِ على شكل حرارةِ. |
Bildiğin gibi, balıklar kendiliğinden tekneye atlamıyor. | Open Subtitles | حسناً , لن تقفز الأسماك لوحدها إلى القارب |
Adam zırdeli. kendiliğinden olan herhangi bir şey senin için sapkın. | Open Subtitles | أنت تعتقد أن أي شئ صغير و عفوي هو أمر شاذ |
Onu tanıdığım yıllar boyunca hiç kendiliğinden davranmadı. | Open Subtitles | الرجل لم يفعل شيئاً عفوياً واحداً خلال كل السنين التي عرفته فيها. |
Bu hatalı mahkumiyet çalışmalarının bütününden herhangi bir şey öğrendi isem, o da adalet kendiliğinden olmadığıdır. | TED | إذا كان هناك أي شيء تعلمناه، أي شيء تعلمته أنا، خلال عملي في وحدة مراجعة الإدانة، فهو أن العدالة لا تحدث بمفردها. |
Uzun vadede kendiliğinden gerçekleşen şeylerin çok az olduğunu fark ettiniz mi? | TED | هل سبق وأن أدركت أن القليل جداً ، على المدى الطويل ، يحدث بشكل طبيعي ؟ |
Ve bence burada kilit nokta kendiliğinden kurulma işlemidir. | TED | وأظن أن السبيل إلى ذلك هو التجميع الذاتي. |
Sol tarafta kendiliğinden iyileşen maymunu görüyorsunuz. | TED | ففي الجانب الأيسر، ترى أن القرد استرد عافيته من تلقاء نفسه. |
Maymunun kendiliğinden iyileşmesinin durduğuna emin olduğumuzda, kendi hücrelerini aşıladık. | TED | وعندما كنا متأكدين بأن القرد وصل إلى مرحلة الإستقرار من التعافي التلقائي الطبيعي، زرعنا خلاياه الخاصة. |