Günün 23 saatini uyuyarak geçiriyor. Ve olanlar için kendini suçluyor. | Open Subtitles | إنه ينام 23 ساعة يوميا وهو يلوم نفسه على كل شيء |
kendini suçluyor. Geri dönmeye hazır olmadığını tahmin etmesi gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | إنه يلوم نفسه بشدّة وكأنه كان يجب أن يعرف بأنها لم تكن مستعدة للعودة |
Günde 23 saat uyuyor. Her şey için kendini suçluyor. | Open Subtitles | إنه ينام 23 ساعة يوميا وهو يلوم نفسه على كل شيء |
- Pek... - Pek iyi değil. kendini suçluyor. | Open Subtitles | أنها لا تتقبّل الموضوع بشكل جيد أنها تلوم نفسها |
Bu kadın aslında kendini suçluyor. Sen de gördün bunu. | Open Subtitles | تلك المرأة تلوم نفسها بالكامل، لقد رأيتَ ذلك. |
İçinden geçtiği bu durumda her şey için kendini suçluyor ve bunun nasıl bir duygu olduğunu bilirim. | Open Subtitles | إنه يلوم نفسه على كل ما يمر به وأنا أعرف هذا الشعور |
Afrika'ya tek başına gitmesine izin verdiği için kendini suçluyor. | Open Subtitles | إنه يلوم نفسه لأن تركها تذهب لأفريقيا بمفردها |
Hayır, um... kocam eskisi gibi değil, ben öl... olanlar için kendini suçluyor. | Open Subtitles | -لا لم يكن زوجي كما في السابق انه يلوم نفسه على ماحدث |
Abel'ın başına gelenler için kendini suçluyor. | Open Subtitles | يلوم نفسه على كل ما يحدث للطفل |
Ama daha fazlasını yapamadığı için kendini suçluyor. | Open Subtitles | ولكنه يلوم نفسه على عدم القيام بالمزيد |
- Benim ölmemden bütün dünya meselelerine her şey için kendini suçluyor. | Open Subtitles | -حسناً, هو يلوم نفسه في كل شيء انطلاقاً من احتضاري إلى حالة العالم بأكمله. |
Otranto'da yaşananlardan dolayı kendini suçluyor. | Open Subtitles | هو فقط... يلوم نفسه على كل شيء حدث في اوترانتو |
Ona ne diyeceğimi bilemedim. Tabii ki tamamen kendini suçluyor. | Open Subtitles | بالطبع، إنّه يلوم نفسه تماماً. |
Onları sürgüne yolladığı için kendini suçluyor. | Open Subtitles | يلوم نفسه على إرساله إلى المنفى |
- Sakat kaldığım için kendini suçluyor. | Open Subtitles | هو يلوم نفسه على جلوسي في الكرسي |
Ama ne için kendini suçluyor. | Open Subtitles | لكنه يلوم نفسه على ما حصل |
Sanırım başıma gelen her şey yüzünden içten içe kendini suçluyor. | Open Subtitles | أظن في أعماقها تلوم نفسها على كل شيء خاطئ بي. |
Ama kendini suçluyor. Onu da halledeceğiz. | Open Subtitles | انها تلوم نفسها ولكني سوف أتدبر الأمر |
Sakatlığının onu amigoluktan uzaklaştırdığı için kendini suçluyor. Bunun ikimiz için de ne kadar önemli olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | انها تلوم نفسها " للأصابة " وأبتعادها عن التشجيع تعلمين كم الأمر مهم لنا نحن الأثنان |
En yakın arkadaşı öldürüldü ve bunun için kendini suçluyor. | Open Subtitles | لقد قُتِلت أعزّ أصدقائها، وتلوم نفسها على ذلك. |
Gerçek şu ki, böyle bir geziye izin verdiği için kendini suçluyor bence de öyle olmalı, o zavallıya izin verdiği için. | Open Subtitles | إنه يَلُومُ نفسه على السماح لها بمثل هذه الرحلة كما ألوم نفسي على السماح بتلك الإجازة التعيسة |