"kendisi için" - Traduction Turc en Arabe

• على نفسه
• لنفسها
• من أجلها
• لنفسهِ
• عن نفسه
• بالنسبة لها
• لنفسه
• أجل نفسه
• من اجلها
• مصلحته

Bu doktorlara bağlı ama onlara kendisi için hâlâ risk oluşturduğunu söyleyeceğim.
حسناً، الأمر راجعٌ للأطباء، لكن سأخبرهم أنه لا يزال خطراً، على نفسه

Nasıl kendisi için hiç üzülmediğini... ve nasıl ben bir köpekten akıllıysam, kendim için üzülmemem gerektiğini.
كيف أنه ابدا لم يحسّ بالاسف على نفسه.. وكيف بجب علي ان اكون اذكى من كلب لأشعر بالاسف على نفسي

Büyük ihtimalle olan şey, Şişeyi kendisi için aramaya gittiği.
الشيء الوحيد الذي حدث هو ذهابها لتحصل على القارورة لنفسها

Regina niye kendisi için "kahrolası çirkin bir sürtük" desin?
أنسة ونرز, لماذا ريجينا فى رأيك تشير لنفسها بأنها كضفدعة فاسقة.

Bundan ayri olarak da gitmesini istemistim, kendisi için.
لكن أكثر من ذلك، أردتها أن ترحل، من أجلها.

Ama her adam nihayetinde kendisi için savaşacak.
بمفردهُ و لنفسهِ.

Bunun en iyi yönü, Batı modeli kendisi için konuşur.
في افضل حالاته النموذج الغربي يتحدث عن نفسه

Sadece kendisi için mümkün olan en iyi çözümü bulana dek burada.
إنها هنا فقط للوقت الذي يستغرق إيجاد أفضل حل بالنسبة لها.

Hector ülkesi için savaşıyor! Achilles sadece kendisi için savaşır!
ان هيكتور يقاتل من اجل بلاده اما اكيليس فيقاتل لنفسه

Zaten, ömrü boyunca kendisi için yeterince ağladı o.
بالإضافة إلى أنه قد بكى كثيراً من أجل نفسه خلال حياته

Shrek Fiona kendisi için herşeyi yapmaya hazır olduğunu biliyor.
شريك , فيونا تعرف انك ستفعل اى شئ من اجلها

Başkalarına zorla kabul ettirdiği şeyleri kendisi için istemeyecek.
انه يفرض على الآخرين ما لا يفرض على نفسه

O kelimeleri kendisi için kullanmadığını da biliyoruz.
و نعلم أيضاً بأنه ما كان ليستخدم هذهِ الكلمات إطراءً على نفسه.

Bu kez bir üniversite öğrencisini kaçırarak çıtayı yükseltti, bu kendisi için daha fazla risk anlamına geliyor olsa da.
من ثم طور لعبته و قام بخطف فتاة جامعية مما يعني خطرا أكبر على نفسه

Ama her zaman başkalarından çok kendisi için tehlikeli olmuştur.
ولكنّه دائماً ما كان خطر على نفسه أكثر من أي أحد آخر

Örümceğin kördüğüm olmuş son ağına tutunarak kendisi için örmeye başlıyor.
والآن، اليرقة الممسكة بآخر شبكات العنكبوت، تبدأ الغزل لنفسها.

Belki onu kendisi için sevdiğinden emin olmak istemiştir, parası için değil.
حسنا.ربما هي فقط تريد ان تتأكد انك تحبها لنفسها وليس لممتلكاتها

Bu bir yetenek testi değil. senin şirketin konuşmaları kendisi için kaydediyor, Mike.
هذا ليس اختبار قدرات. الشركة تتبعت سجل التحدث لنفسها مايك

kendisi için değil, zavallı küçük çoban kız.. ..sizin için, aslan dostlarım!
آه ليس من أجلها تلك الراعية الصغيرة المسكينة بل من أجلكم يا أصحابي الأسود

Gotokuji'deki çiftin, kendisi için dua ettikleri kedinin adı gibi.
اسم القطة التي كان الزوجين في "قوتوكوجي" يصلون من أجلها

kendisi için ödüyor, bayanlar ve baylar.
كلٌ منا يدفع عن نفسه .أيها السيدات والساده

Annem kendisine bir hediye verdi ve bundan sonra kendisi için anlamlı olan şeyler yapmaya karar verdi.
"أهدت أمّي نفسها هديّة وقرّرت أن تقوم بأمور ذات معنىً بالنسبة لها"

Benim bildiğim, insan bir şey yapıyorsa mutlaka kendisi için bir şey istiyordur.
‫إن ما أفهمه هو أن الرجل يفعل ما يفعله ‫لأنه يريد شيئاً لنفسه

kendisi için yazacak türden bir oyuncusun.
أنت من النوع الذي يجب أن يكتب من أجل نفسه

Sizden ofisine girip bir halıyı kendisi için yakmanızı mı istedi?
طلبت منكم ان تذهبو لمنزلها وتحرقو سجادة من اجلها ؟

Ve Augustus gücü kendisi için istemiyordu.
كما أن أوغسطس لم يسعَ للسلطة من أجل مصلحته.