| Bayan Kensington, bu davada başkalık yargılama hakkı söz konusu mu? | Open Subtitles | الآن، آنسة كينسينجتون... هل تنويع السلطة القضائية موجد في هذه الحالة؟ |
| Kaçıp Kensington Gardens'a gittim ve Tink'le tanıştım. | Open Subtitles | لذا هربت إلى كينسينجتون غاردن و قابلت تينك |
| Ben de Kensington Bahçelerine kaçtım ve Tink ile karşılaştım. | Open Subtitles | لذا هربت إلى كينسينجتون غاردن و قابلت تينك |
| Kensington'daki en eski tabakhanelerden biri. | Open Subtitles | إحدى أقدم المدابغ في (كينسينغتون) -يا إلهي |
| Tasarımı yapıldı, prototip ve parçalar burada yapılmıştı Güney Kensington'da. | TED | لقد تم تصميمه، وتمت نمذجة أجزاء منه، وقطعه التي تمت صناعتها موجودة هنا في جنوب كنسينغتون. |
| Maxwell Kensington'la görüşmem gerek. | Open Subtitles | أريد التكلم مع "ماكسويل كنجستون" من فضلك. |
| Orson Bailey, Adam Kensington'ı öldürdü. İntikam cinayeti. Açık ve net. | Open Subtitles | (أورسون بيلى) يقتل (آدم كنسينجتون) قتل بدافع الإنتقام ، فتح الباب وأطلق النار |
| Bunları Kensington'la ilgili sansasyon yaratmak için anlatmıyorum. | TED | أنا لا أشارك هذا لأهول كينسينجتون. |
| Hatta şu anda Kensington Firması'nın yeni müdürüyle konuşuyorsun. - Alice'le mi konuşuyorsun? | Open Subtitles | في الحقيقة ، انت تتحدث مع (الرئيسة الجديدة لشركة (كينسينجتون هل هذه (آليس)؟ |
| Kensington Firması'nın çöküşünü planlamış gibi bir hâlim mi var? | Open Subtitles | هل يبدو أنني أدبّر القضاء على شركة "كينسينجتون"؟ |
| Kensington'a kadar. | Open Subtitles | فقط حتى كينسينجتون |
| Vivian Kensington. | Open Subtitles | فيفيان كينسينجتون. |
| Aferin Bayan Kensington. | Open Subtitles | ممتاز، ياآنسه كينسينجتون. |
| Kensington Şirketi ile karşılaştıracak olursak Christopher Hall küçük bir hırsız. | Open Subtitles | (مقارناً بشركة (كينسينجتون فأن (كريستوفر هول) يعتبر لص تافه |
| Bana Kensington Firması'nı anlat. | Open Subtitles | - ليس بالقدر الكافي (أخبرني عن شركة( كينسينجتون |
| Kensington Firması artık Kuzey Amerika'ya açıldı. | Open Subtitles | (شركة كينسينجتون) قد تم توسيعها الآن بداخل أمريكا الشمالية |
| Kontrol benden Kensington'da bir apartmana gelmemi istedi. | Open Subtitles | (كنترول) طلب مني الوصول إلي شقة في (كينسينغتون) |
| Çavuş Drake, fayton. Güney Kensington'a gidiyoruz. | Open Subtitles | أيها الرقيب (دريك), العربّة سنذهب إلى"جنوب كينسينغتون" |
| Belki de bu uyuşturucu salgını yüzünden daha fazla insan Kensington'la ilgileniyordur. | TED | وربما الآن، بسبب الوباء، أصبح المزيد من الناس ينتبهون إلى كنسينغتون. |
| Lord Kensington gibi giyiniyorsun diye tongaya basacağını hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنّه سينخدع بذلك "وأنت في زي اللورد "كنسينغتون |
| Alo. Buyrun. Kensington Chubb. | Open Subtitles | اهلا انا كنجستون تشاب |
| Evet ama Kensington'ın firmasının büyük bir dolandırıcılık yaptığını öğrendik. | Open Subtitles | عشوائياً نعم ، لكننا نعرف أن شركة (آدم كنسينجتون) كانت تقوم بإرتكاب جرائم نصب كبيرة |
| South Kensington'da kuaför salonum var. Tindolini Evi. | Open Subtitles | لدى صالون لتصفيف الشعر "جنوباً فى "كينسنجتون" ... "كاسا تيندولينى |