| Ama onun yerine aynı paraya 500 tane kertenkele alabilirim. | Open Subtitles | مع أنني أستطيع أن أحصل على 500 سحلية بنفس السعر |
| kertenkele Adam, sanırım kendisini Kaptan Kirk ile dövüşürken görmüştüm, | Open Subtitles | رجل سحلية ، أعتقد أني رأيته في معركة كابتن كيرك |
| Yüz yüze gelmedim. Ama kahvehanenin sahibi ona kertenkele diyordu. | Open Subtitles | لم أكن أجلس مقابله لكن صاحبة الشاي خانه نادته السحلية |
| Dur kertenkele Adam! Kaçamazsın. Teslim ol. | Open Subtitles | توقف ايهااللرجل السحلية الهروب مستحيل استسلم |
| Ruh Taşı'nı kazandıktan sonra ne olduğunu gördünüz kertenkele ordusunda büyük kaçışlar oldu. | Open Subtitles | لقد رأيت ما الذي حدث عندما ربحنا حجر الروح الفوضى اجتاحت جيش السحالي |
| kertenkele kabartması, iki yönlü fermuar ve göğüs cebi var. | Open Subtitles | مزخرفة بنقش عن سحلية سحاب بإتجاهين و جيب على الصّدر |
| Adamım, ben onlara bunu söyleyecek kadar deli bir kertenkele miyim? | Open Subtitles | يا رجل . هل لدغتني سحلية مجنونة حتي أدعوهم إلي هنا |
| Üç hafta önce kertenkele doğurmadığım için hayal kırıklığına uğradığını söyledin. | Open Subtitles | قبل 3 أسابيع, لقد قلتِ أنكِ محبطة لعدم ولادتي لـ سحلية |
| Aşırı iri bir kertenkele peşinden koşmak kadar heyecanlı olmadığının farkındayım. | Open Subtitles | أدري بأن هذا ليس بالأمر المثير كالركض خلف سحلية بالغة النمو.. |
| Kör keler iğnesi, engereğin çatal dili kertenkele bacağı ve baykuş kanadı. | Open Subtitles | لسان مزدوج لأفعى سامة وإبرة دودة عمياء ساق سحلية وجناح بومة |
| Emniyetteler. kertenkele Adamlar gelmeden şu üniformayı giy. | Open Subtitles | لا تقلق بشانهمانهم فى امان ارتدى هذا الزى قبل ان باتى الرجال السحلية |
| Bazıları bana"kertenkele kral,"dedi ne demekse. | Open Subtitles | البعض قال: الملك السحلية ايّا كان ما يعنيه ذلك |
| kertenkele parmak ucunu kustuğunda onu donmuş yoğurdun içine koyup buraya kadar getirene ne demeli? | Open Subtitles | حينما قلعت السحلية إصبعها من خزن اللبن المجمد وأسرع إلى هنا ؟ |
| kertenkele bir kerede 12 yumurtaya kadar yumurtlar, biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين أن السحلية يمكن أن تبيض 12 بيضة فى المرة واحدة |
| Aynen dediğin gibi, kertenkele. "Solda, gölgelerin arasında." | Open Subtitles | تماما كما قلت ايها السحلية شمالا تحت الظل |
| Yani, dik duran, sıska kollu garip bir çeşit kertenkele olduğu düşünülebilir. | Open Subtitles | قد تعتقد أنها نوع غريب من السحالي الممدودة الأطراف التي تقف بإستقامة |
| Tip 2 diyabeti olan insanların sağlık durumu Kuzey Amerika'daki bir kertenkele türü tarafından üretilen zehir kullanılarak takip edilebilir. | TED | أما مرض السكري من النوع الثاني يمكن مراقبته عبر استخدام السم الذي تنتجه السحالي التي تعيش في أمريكا الشمالية. |
| Ya kabul eder, kertenkele'nin altından kurtulursun, ya da kölesi kalırsın ve hayatının nereye kadar gideceğini düşünür durursun. | Open Subtitles | إما أن تقبليه ,تخرجين من تحت عباءة "ليزارد"َ أو تبقين معه وتتندمين على حياتك |
| Balık köftesi ve kertenkele testisi kazanamadınız. | Open Subtitles | لا يمكن ان تفوز فى هذه الحالة بمخاصى الاسماك و السحالى |
| Seni o kertenkele deliğinden çıkaracağız ve eve gidebileceksin. | Open Subtitles | سوف نخرجك من حفره السحليه هذه القديمه قليلا و يمكنك الركض مباشره لمنزلكم |
| Tabiki. kertenkele için kimlik saçmaydı. | Open Subtitles | بالطبع بإمكانكِ أعني ، بطاقات لاصقة لأجل أبو بريص ؟ |
| ÖIümsüz denizanası buzul kertenkele, deprem yaratan hayvanlar... - Bunlar çok normal çünkü. - Evet ama bunların hiçbirinin... | Open Subtitles | قنديل البحر الخالد، عظاءة الجليد كسلان الهزات الأرضية، كلها لا تصدق |
| Sana güvenmiyoruz çünkü çorbanda humus ya da kertenkele olabilir. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نثق بك بصنع الحسا بدون وضع حمص مطبوخ أو أحشاء سحالي فبها هذا يبدو مزيج جيد |
| Bilmiyorum, kertenkele, yılan ya da başka bir şey. | Open Subtitles | أنا ، أنا لا أعلم سحليّة أو أفعى أو شيء من هذا القبيل |
| Bu sürüngenler henüz evrimleştiler kertenkele ailesinden, ancak memeliler gibi sıcak kanlı canlıları avlamakta uzmanlaştılar. | Open Subtitles | تطورت هذه الزواحف حديثا من نفس عائلة السحالي لكنها متخصصة في صيد الحيوانات ذات الدم الحار كالثدييات |
| Böylece kertenkele, bugün şarkısını söylediğimiz efsanelere mütevazi başlangıcıyla macerasını tamamlar. | Open Subtitles | و هكذا أكمل السحليّة رحلتَه. من التواضع إلى الاسطورة التي نغنّيها اليوم. |
| Peki bu olayı 100 yaşında kertenkele bir çocuk doğuran kadından inandırıcı kılan ne ? | Open Subtitles | الذي يَجْعلُ هذه الحالةِ أكثر موثوقة مِنْ الأمّ بعمر 100 سنةً مَع طفل السحليةَ الرضيعِ؟ |
| Pekala, ben bir yalancıyım. Taşın altında kertenkele falan yok. | Open Subtitles | حسناً , أنا كاذب لا توجد زواحف تحت الصخرة |
| Büyütemiyorum çünkü bir yanda sulak arazi, çılgın kasaba yönetmelikleri ve kuzeydeki arazide yüzyılda iki kez yumurtlayan garip bir kertenkele var. | Open Subtitles | لا يمكنني ذلك بسبب وجود مستنقعات بجانبه ومراسم البلدية الجنونية وسحلية غريبة ما تتكاثر في الحقل الشمالي مرتين في القرن. |