| Her zaman ismimi hatırlamıyor... ama onunla çalışmaktan çok keyif alıyorum. | Open Subtitles | إنه لا يذكر دوما إسمى لكننى كنت دوما أستمتع بالعمل معه |
| - Hayır ama çaba gösterişini izlemekten keyif alıyorum. | Open Subtitles | لا .. لكن أنا أستمتع و أنا أراك تحاول أن تفعل |
| Ben içerim. Çok içiyorum ve bundan keyif alıyorum. | Open Subtitles | أدخِن، أدخِن كثيراً و أستمتع بالتدخين كثيراً |
| Sevişmediğimiz anlardan keyif alıyorum, tüm söyleyeceğim bu. | Open Subtitles | أنا أستمتع في هذه الفترة التي لا نقومُ بها بالجنس, هذا كل ما أقوله. |
| - Tanrım... - Güzel insanları izlemekten keyif alıyorum. | Open Subtitles | ـ رباه ـ أنا استمتع بالنظر للناس الجميلة |
| Ben sadece bilmiyorum. Açıkçası kızların peşinde koşmaktan çok keyif alıyorum. Onlarla takılmaktan, şey yapmaktan. | Open Subtitles | لا أعلم، للأمانة أستمتع جدًّا بالخروج ومطاردة الفتيات والممارسة. |
| Hiç bilemezsin Peder. Ben zorlanmak istiyor olabilirim. Belki bundan keyif alıyorum. | Open Subtitles | أنت لا تعرف أبداً أيها الأب, ربما أحب أن أكون مُجبرة, ربما أستمتع بذلك |
| Berbat hissediyorum ama insan olarak çektiğim acıdan keyif alıyorum. | Open Subtitles | إلّا أنّي أستمتع بكلّ لحظة إيلام بشريّة تعيسة. |
| Söylemem gerek, bir şeyler yapma şeklinden keyif alıyorum. | Open Subtitles | علي أن أقول، أنا حقا أستمتع بالطريقة التي تدير بها الأمور |
| - Seninle zaman geçirmekten keyif alıyorum. | Open Subtitles | أستمتع بقضاء الوقت معك وأنا أستمتع بقضاء الوقت معكِ |
| Ben sadece bir şeyler uydurmaktan keyif alıyorum. | Open Subtitles | حسنا، عن نفسي، أستمتع باختلاق الأشياء. |
| Moral veren sohbetlerimizden cidden keyif alıyorum. | Open Subtitles | أنا أستمتع بهذه الأحاديث التشجيعية |
| Hayır, sürekli başvurmaktan keyif alıyorum. | Open Subtitles | لا فقط أستمتع بالتقدم لاختباراتها |
| Neyse ne, ben her dakikasından keyif alıyorum. | Open Subtitles | حسناً، لا يهمني أنا أستمتع بكل لحظة به |
| Et ve kan. Çok ilginç. Ben keyif alıyorum. | Open Subtitles | شيء مسلى جداً أستمتع بذلك الامر |
| Zamanımı annenle geçirmekten keyif alıyorum. | Open Subtitles | فقط أستمتع بقضاء الوقت مع أمكِ. |
| Ama işin aslı şu ki, ben yaptığım şeyden keyif alıyorum. Princeton bebelerine hayatı zindan etmek benim hobim. | Open Subtitles | أنا أفعل هذا لأنني أستمتع بهِ "أن أقوم بتدمير رجال "برينستون |
| Evet, doğru. Seks hayatımdan keyif alıyorum. | Open Subtitles | أجل هذا صحيح أنا استمتع بحياتي الجنسية |
| Sana ne öğüt vereceğimi gerçekten biliyor olmamdan... ve mucizevi bir şekilde senin dediğim her şeyi kabul edecek kadar... ne yapacağını şaşırmış olmandan keyif alıyorum. | Open Subtitles | يروق لى أننى أعرف كيف أنصحك و تروقنى معجزة ضياعك و أنك تستوعبين كل ما أقول |
| Şu an seninle olmaktan çok keyif alıyorum. | Open Subtitles | ! أنا مستمتعه بالبقاء معك هنا في هذه الليله . |
| İyice garipleşmeye başladı ama teşekkürler, bowling salonunda çalışmaktan keyif alıyorum. | Open Subtitles | الأمور تتلخص بسرعة، لكن شكراً أنا أتمتع بالعمل في نادي البولينق |