Garip bir his var içimde, sanki sen söylediğin kişi değilsin. | Open Subtitles | انا لدي هذا الاحساس الغريب انت لست من تقول انك هو |
Sen söyesem de geri gidecek bir kişi değilsin, değil mi? | Open Subtitles | لست من النوع الذي يطيع الأوامر، عندما يقال له ارجع يرجع |
Söylediğin kişi değilsin, ve belli ki bir nedenin var. | Open Subtitles | ،أنت لست من تقول أنك هو ومن الواضح أن هناك سبب |
Biliyor musun, sen bugün burada ziyaret ettiğim tek kişi değilsin. | Open Subtitles | تعلمين, لست الشخص الوحيد الذي ازوره هنا اليوم |
Sen bundan 20 yıl sonra olacağını sandığım kişi değilsin. | Open Subtitles | فأنت لست الشخص الذى اعتقدت أنك ستكون عليه بعد 20 عاماً |
Belki de sen sorulması gereken doğru kişi değilsin. | Open Subtitles | أتعلم, ربما أنت لست الشخص المناسب لسؤاله. |
Buraya ilk geldiğimizde olduğumuz kişi değilsin. | Open Subtitles | لستِ كما كنّا عند قدومنا إلى هنا. |
Korunmak için el yapımı bir çöp tenekesini giyecek tek kişi değilsin, dostum. | Open Subtitles | انت لست من سيرتدي علبة قمامة منزلية الصنع للحماية.. صديقي |
Herşey olduğu şeydir, ama sen sandığın kişi değilsin. | Open Subtitles | كل شيء كما هو لكنك لست من تظن أنك هو |
Herşey olduğu şeydir, ama sen sandığın kişi değilsin. | Open Subtitles | كل شيء كما هو لكنك لست من تظن أنك هو |
Ölüyorsun çünkü buraya görmeye geldiğim kişi değilsin. Ama onu bulacağım. | Open Subtitles | تحتضر لأنك لست من أتيت بحثاً عنه. |
Ne olduğunu bilmiyorum ama sen olduğunu düşündüğün kişi değilsin. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا حدث، لكنّك لست من تظنه |
Ama sen sandığın kişi değilsin. | Open Subtitles | لكنكَ لست من تعتَقِد |
Çünkü belli ki sen düşündüğüm kişi değilsin. | Open Subtitles | لأنك و بكل وضوح لست الشخص الذي كنت اعتقده |
Buna benzer bir şeyi düşünen ilk kişi değilsin. | Open Subtitles | انك لست الشخص الأول الذي يفكر بهذا المنوال |
Sen benim aradağım kişi değilsin. | Open Subtitles | انت فقط لست الشخص الذي اتطلع اليه |
Hata yapmışız sen seçilmiş kişi değilsin. | Open Subtitles | لقد كنا مخطئين لست الشخص المختار |
Fakat şu anda olduğunu sandığın kişi değilsin. | Open Subtitles | ماذا؟ لكنك لست الشخص الذي تظنه |
Sen olduğunu sandığım kişi değilsin. | Open Subtitles | أنت لست الشخص الذي اعتقدت أنك عليه |
olduğunu söylediğin kişi değilsin, Martine Miller. | Open Subtitles | لستِ كما قُلتي أنك (مارتن ميلر) |