Evet, tabii. Belli ki onlar hırsız. Buraya Güneş Savaşçıları'nın hazinelerini çalmaya geldiler. | Open Subtitles | نعم صحيح, من الواضح أنهم لصوص و هم هنا لسرقة كنوز محاربي الشمس |
Dedi ki onlar kursta nasıl yapılacağını öğrenip sonra bize öğretirlermiş. | Open Subtitles | أنها قالت أنهم سيأخذو الدورة و بعدها سيعلموننا أيها كيف تفعلها؟ |
Neyse ki, onlar beni buldu, yoksa kanadın üstünde gidecektim. | Open Subtitles | لحسن الحظ أنهم عثروا علي، وإلا لكنت راكبا على الجناح. |
Ama emin olduğum birşey var ki, onlar yine saldıracaklar. | Open Subtitles | ولكن يمكننا التأكد من شيء واحد وهو أنهم سيعاودون مهاجمتنا |
Biz onları bir arada gördüğümüz zaman, biliyoruz ki onlar gelecekte nasıl yaşayacakları üzerine çalışıyorlar. | TED | حينما أراهم سوياً أعرف أنهم يخططون لكيفية العيش في المستقبل. |
Ve onların araştırmalarını anladıkça ben de anlıyorum ki onlar bizlerden çok da farklı değillerdi. | TED | وماذا يحدث حينما تلقي نظرة على ما كان يفكر فيه المكتشفون لحظة توصلهم لاكتشافاتهم، أنك تفهم أنهم ليسوا مختلفين عنا. |
Ve bu demektir ki onlar kendi bilgisayar programlarını yazabilmeliler, ya da kodlayabilmeliler. | TED | وهذا يعني أنهم بحاجة لكي يكونوا قادرين على تصميم برامجهم أو رموزهم الخاصة لحواسيبهم. |
Sonra fark ettim ki onlar, Tanrı için gösteri yapıyorlardı, bu da ne anlama geliyorsa. | TED | ثم أدركت أنهم يؤدون للاله أياً كان ما يعنيه هذا. |
Görünen o ki onlar da benimle aynı kitapları okumuşlar. | TED | فمن الواضح أنهم قد قرأوا نفس الكتب التي قرأتها. |
Onlarında farketmedikeri şey şu ki onlar bu bölümleri izlerken asıl izlenen onlar. | TED | وما لا يدركونه هو أنهم أثناء مشاهدتهم العروض، يتم فعليّا مراقبتهم. |
Büyükbaba, sen rüyanda hiç asker görmedin, bu da demek oluyor ki, onlar da şimdi seni görmüyorlar. | Open Subtitles | ولكنك لم تري جنوداً في حلمك يا جدي وهذا يعني أنهم لا يستطيعوا رؤيتك |
Şimdi tecrübelerime dayanarak biliyorum ki onlar kendi başarısızlıkları yüzünden acı çeken şüpheci ve kötümser kişilerdir. | Open Subtitles | و لكنّى الان أعلم أنهم متشائمون يشعرون بالمرارة من فشلهم |
Pasaportlar. Biliyorsun ki onlar kendi pasaportlarını kullanmıyorlar. | Open Subtitles | جوازات السفر، تعلم أنهم لا يستعملونها على كل حال |
Ve en kısa sürede de l onlar sihirli olduğunu biliyorum bildiğiniz gibi, bu ben onlara bir tehdit, bana yardım etmelisin ki onlar. | Open Subtitles | و حالما يكتشفوا أنني أعلم أنهم ساحرات و أنني لست بتهديد لهم فسيرغبوا بمساعدتي |
Şunu söyleyebilirm ki, onlar hiçbirşey yapmadı. | Open Subtitles | لا يقتصر الأمر على عدم تحقيق الشركة أي ربح لكن ما يبدو لي أنهم لم يجنوا أي شيء |
Bunu Manhole'da bile istemediler, ki onlar her şeyi içerler. | Open Subtitles | حتى أنهم لا يشترونه في المجاري مع أنهم يدخون كل شيء |
Bu ülkenin insanları bilmelidirler ki onlar hükümetlerinin yönetimi altındadırlar, başka bir şeyin değil. | Open Subtitles | أفراد هذه البلاد يحتاجون إلى فهم أنهم مسيطرون على حكومتهم وليس العكس |
Ama bilmelisiniz ki, onlar benim arkadaşlarım değil. | Open Subtitles | يجب أن تعلم أيضاً أيها السفير أنهم ليسوا أصدقاء جيدين |
Şu var ki, onlar da beni tanımak istiyor. | Open Subtitles | المشكلة هي، أنهم كلهم يريدون التعرّف علي. |
Kendi kendime savaşta olanların Allah'ın isteği olduğunu söylüyorum ama gerçek şu ki onlar ölü, bense değilim ve bunu tercih ederim. | Open Subtitles | أقول لنفسي , ما يحدث على أرض المعركة هي إرادة من الله لكن الحقيقة هي أنهم أموات |