Ama bu hiç adil değil. Neden kiliseye gitmek zorundayız? | Open Subtitles | لكنه ليس عدلا ، أعني لما يتوجب علينا الذهاب للكنيسة ؟ |
Oraya tek alınmayan insanlar kiliseye gitmek isteyen insanlar. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الذي لايمكنهم فعله حث الناس على الذهاب للكنيسة |
İlk yapacağımız şey Pazar günü kiliseye gitmek olacak. | Open Subtitles | اول امر سنقوم به هو الذهاب للكنيسة يوم الاحد |
Herhalde Bay Doyle'la olduğu için... kiliseye gitmek ona iyi geliyor, bilmiyorum. | Open Subtitles | أظن بأن الذهاب إلى الكنيسة يجعلهاتشعربالارتياح... حول إبقاء الشراكة مع السّيد دويل. |
- Bir kiliseye gitmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد الذهاب إلى الكنيسة أريد أن أقف أمام الكاهن |
Ve bir daha kiliseye gitmek istemiyoruz. | Open Subtitles | و لا نريد الذهاب للكنيسة مجدداً |
Bir ara kiliseye gitmek ister misin? | Open Subtitles | أتريدين الذهاب للكنيسة في وقت ما ؟ |
kiliseye gitmek senin fikrin miydi? | Open Subtitles | بأنها فكرتكِ الذهاب للكنيسة ؟ |
Sanırım artık kiliseye gitmek zorunda değiliz. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا يعني أنه ليس علينا الذهاب إلى الكنيسة بعد الآن |
kiliseye gitmek istemiyorum. Rahip bana gıcık kapıyormuş gibi geliyor hep. | Open Subtitles | لا أريدُ الذهاب إلى الكنيسة أشعر بأن الكاهن يوبخني دائماً |
kiliseye gitmek, İncil'i okumak ve İsa'ya inanmak... | Open Subtitles | الذهاب إلى الكنيسة وقراءة الانجيل |
Evet ama ben kiliseye gitmek istiyorum. | Open Subtitles | نعم، ولكني أريد الذهاب إلى الكنيسة |
Ama kiliseye gitmek istemiyorum delirmekle meşgulüm. | Open Subtitles | الإنجيل الصخري الأكثر مبيعا في العالم ...لكن أنا لا أريد الذهاب إلى الكنيسة أنا مشغول جدّا لأصبح مجنونا |
Neyse makalede yazdığına göre yeni araştırmalar göstermiş ki kiliseye gitmek, bağışıklık sistemini güçlendiriyormuş tansiyonu ve stresi azaltıyormuş. | Open Subtitles | على أيّة حال، ما كُتب على هذا المقال أنّ الأبحاث تشير أنّ الذهاب إلى الكنيسة يحسن نظامك المناعي... حسناً، ويخفض من ضغط الدم ويقلل من التوتر، إنّها تشبه مضادات الأكسدة من السماء. |