'kiraz ağacı Yolu'nda eski bir sanayi tesisi var.' | Open Subtitles | 'هناك وحدة صناعية قديمة، على شجرة الكرز لين |
Japonya'dan gemiyle benimle beraber gelen kiraz ağacı iki kez çiçek açtı. | Open Subtitles | شجرة الكرز التى جلبهتا معي على السفينة من اليابان أزهرت مرتين |
Kariyeri boyunca, her yıl o günün, kiraz ağacı gününün, yıldönümünü kutladı. İlhamını ve tutkusunu taze tutabilmek için düzenli olarak Verne'in ve Wells'in çalışmalarını tekrar tekrar okudu. Hayallerinin ilk aşamasını gerçekleştirebilmek için onlarca yıllık emek ve çaba gerekiyordu. Nihayet 1926 yılında başarılmış ilk sıvı yakıtlı roketin uçuşu için... | TED | وخلال حياته المهنية، سيحتفل بذلك اليوم يوم الذكرى السنوية لهذه الرؤية يوم شجرة الكرز خاصته وكان يقرأ ويعيد قراءة أعمال فيرن وويلز بانتظام لتجديد إلهامه والتزامه على مدى عقود من العمل والجهد الذي قد يتطلبه لتحقيق الجزء الأول من حلمه: رحلة الصاروخ ذو الوقود السائل، التي حققها أخيرًا في عام 1926. |
George Washington hiçbir zaman kiraz ağacı kesmedi ve hiçbir zaman yalan söyleyebildiğini söylemedi. | Open Subtitles | جورج واشنطن لم يقطع أي شجرة كرز ولا اظنه يكذب |
Pencerenin önüne bir kiraz ağacı dikebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نزرع شجرة كرز خارج النافذة |
Dedemin de kiraz ağacı vardı. | Open Subtitles | جدّي كان لديه شجرة كرز |
Seni gördüm, kiraz ağacı Parkı'nda ilk buluştuğumuz yerde. | Open Subtitles | لقد رأيتك في موقف(شجره الكرز) عندما تقابلنا اول مره |
Ve gübreli kiraz ağacı gibi bir kokusu var. | Open Subtitles | تبدو الرائحة مثل شجرة الكرز |
kiraz ağacı çiçek açıyor. | Open Subtitles | لقد أزهرت شجرة الكرز |
Şey, bu özel durumda, kiraz ağacı George Washington'ın... iyi dokümante edildiğini temsil eder, | Open Subtitles | في هذه الحالة بالذات، تمثل شجرة الكرز ...ولع (جورج واشنطن) الموثق |
Luffy-san, kiraz ağacı! Yaprak dökümü neredeyse sona ermek üzere! | Open Subtitles | شجرة الكرز) .الشتاء سينتهــى |
- kiraz ağacı. | Open Subtitles | - شجرة الكرز. |
Washington'cılar kollarında bir rütbe taşırlar. Bir kiraz ağacı ve ufak balta vardır. | Open Subtitles | يضع أتباع (واشنطن) شارة على أذرعهم شجرة كرز وفأس |
Evimin yanında kocaman bir kiraz ağacı var. | Open Subtitles | "توجد شجرة كرز كبيرة للغاية قريبة من منزلي، لذا أراهن أنّه في الربيع..." |
kiraz ağacı. | Open Subtitles | -أجل، إنّها شجرة كرز |
kiraz ağacı Parkı'nda kendini asmış. | Open Subtitles | لقد شنق نفسه في موقف (شجره الكرز) |