Onu böylesine etkilediğim için, takımımın koçluğunu üstlenmekten şeref duyacağını iletti. | Open Subtitles | احرجته احراجا كبيرا ما جعله يتشرف ان يدرب الفريق من اجلي |
Jake ise Ithaca Ulusal Bira Pong Takımı'nın koçluğunu yapıyor ve biz de bunun olimpik bir spor olması için dilekçe verdik. | Open Subtitles | جيك يدرب فريق إثيكا الوطني لكرة البيرة و قد طالبنا بجعلها رياضة أولمبية |
Futbol takımın koçluğunu yapıyor. | Open Subtitles | لكن الرجل له عائلة. إنه يدرب لاعبي كرة القدم. |
Buradan bir mil uzakta koçluğunu yaptığım küçükler takımının beyzbol sahası var. | Open Subtitles | يوجد ملعب بيسبول أدرب فية على بعد ميل من هنا |
Futbol takımlarının koçluğunu yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أدرب فريق كرة القدم في مدرستهم |
Evet, her istediğime bağırırım, çünkü Bears'ın koçluğunu yaptım. | Open Subtitles | لأنني ادرب الدببة دببة دببة دببة دببة دببة دببة أنظر الى الدببة |
Biliyorsun işte, Jamie'nin basketbol takımının koçluğunu yapıyorum, Deb'den ayrıldım, bir de Mouth'u bir yolculuğa çıkardım. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}أنت تعلم، ادرب فريق جايمي لكرة السلة {\pos(192,220)}أنهيت العلاقة مع (ديب) وقُمت (برحلة قصيرة مع (ماوث |
Joe Logan hayatının koçluğunu yapıyor. Millet, durum 12-12 berabere. | Open Subtitles | "جو لوغان " يدرب مباراة حياته ونحن متعادلين عند النقطة 12 |