Acaba sperm en yüksek ligand yoğunluklu bölgeyi koklayarak mı yumurtayı buluyor? | TED | هل تتلقى الحيوانات المنوية مساعدة في العثور على البويضة عن طريق شم المنطقة ذات أعلى تركيز لللَجين؟ |
Sadece aromasını koklayarak bunu anlayabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكن أن تقول إنه ممتاز فقط من خلال شم رائحة |
...çimenleri koklayarak hızlı hızlı soluyarak... | Open Subtitles | أشم العشب أه أه اللَهْث سوف تحصلين على وكيل |
Bir dakikaya yakın süre göğüslerini hissederek teninin, saçlarının kokusunu koklayarak ağladım neredeyse ve bu sırada benim ufaklık o yumuşacık kukuya çivi çakıyordu. | Open Subtitles | وهكذا ، لمدة دقيقة او نحو ذلك، حافظت على البكاء، في حين ثدييها لامس جسمي، يمكنني أن أشم رائحة جسدها وشعرها. |
- Havayı koklayarak uçan kuşun bile izini bulurmuşsun. | Open Subtitles | يقولون أنك تستطيع أن تقتفى آثر طائر بشم الهواء |
Bu yüzden Chinook da koklayarak gölü bulabilir diye düşündüm. | Open Subtitles | إنه يشم رائحتها , أعتقد أنه سيجد لنا أقرب بحيرة |
O evde yaşayan herhangi biri sadece koklayarak zamanı söyleyebilir. | TED | وبإمكان أي فرد يعيش في ذلك المنزل أن يعرف الوقت عند طريق الرائحة فقط. |
Porsuk gibi avlarını koklayarak bulurlar. Öldürmeden önce de onunla oynarlar. | Open Subtitles | سيجلعون رائحتة كالذئب ويلعبون بة قبل القتل |
- Onların geleceğini koklayarak mı anlayacağım? | Open Subtitles | عكس تيار الريح؟ أتعتقد بأنني أستطيع شم رائحتهم؟ |
O yaratıklar avcıdırlar, birini koklayarak bulurlar. | Open Subtitles | هذه المخلوقات صيادة ويمكنهم شم رائحة أي شخص |
Şaraptan anlayanlar mantarı koklayarak doğru lezzet mi, anlayabilirler. | Open Subtitles | تعرفين ، الأشخاص الخبراء بالنبيذ يستطيعون إخبارك إن كانت نكهة النبيذ جيدة من خلال شم سُدَادة الفلين |
Havadaki feromon*u koklayarak onu takip edebilirim. | Open Subtitles | استطيع شم اثرها بسبب الفرمونات التي في الهواء |
Dudak koruyucusunu bile koklayarak sürmem sence de tuhaf değil mi? | Open Subtitles | ألاتجدينأنهغريباً.. أنني أشم رائحة ملين الشفاه قبل أن أضعه؟ |
Bütün bir yılı, gizlice karpuz koklayarak ve öpücüğümü alıp alamayacağımı merak ederek geçirdim. | Open Subtitles | قضيت السنة كاملة أشم البطيخ سراً... وأتساءل... اذا كنت سأحصل على قبلتي. |
Arkadaşımız Hodges, koklayarak siyanür kokusuyla acı badem kokusunu ayıran genlere sahip. | Open Subtitles | التي تسمح له بشم رائحة اللوز المر للساينايد. أنها هبة |
Arkadaşın koklayarak bulabilir. | Open Subtitles | سأدع صديقتكِ تعلم مكانهم بشم ائحتهما. |
Sanki bir uyarı levhasıyla konuşmak gibi. Tümörleri koklayarak algılayabilen bir köpek almak istiyormuş. | Open Subtitles | إنه كان كالحديث مع بطاقة تحذير حسناً، إنه يريد الحصول على كلب يشم الأورام |
Nitekim işi çok abartıp tüm vaktini fotoğraflarına bakarak ve uyuduğun yastığı koklayarak geçiriyor. | Open Subtitles | بالرغم من إمضائه بعضا من الوقت و هو ينظر لصوركِ و يشم الوسائد التي نمتِ عليها |
Filler sürülerinin her üyesini tanıyorlar. 30’a kadar farklı fili görerek ya da koklayarak tanıyabiliyorlar. | TED | تعرف الفيلة كل عضو من قطيعها، ويمكنها التعرف على أكثر من 30 صاحبا من خلال الرؤية أو الرائحة. |
O insanken neden onu koklayarak bulamıyorsun? | Open Subtitles | لم لا تشم رائحتة حين يكون إنساناً ؟ |