"kokuyor ve" - Traduction Turc en Arabe

    • رائحة
        
    Ben aptal bir moronum ve iğrenç bir suratım ve kocaman bir popom var... popom kokuyor ve kendi popomu öpmekten hoşlanırım. Open Subtitles إني مغفل وأحمق وقبيح وبدين، وذو رائحة كريهة وأحب تقبيل مؤخرتي.
    Şey, harika kokuyor. Ve gerçekten çok açım. Sen değil misin? Open Subtitles رائحة الاكل شهية وأنا جائعة ألست جائع انت ؟
    Teyp 80'lerin rocklarını çalıyor, havalandırma ayak gibi kokuyor ve sadece geri viteste gidiyor. Open Subtitles لا يضع مشغّل الموسيقى إلا أغاني الثمانينات ومكيف الهواء تنبعث منه رائحة قدمين وتمشي فقط في الاتجاه المعاكس
    - Günaydın. Burada enfes bir şey kokuyor ve ben pişirmedim. Open Subtitles هناك رائحة طعام جيدة مع أننى لم أطبخ شىء
    Onu artık kullanmıyorum çünkü orası tamamen sarımsak kokuyor ve ben nefret ederim. Open Subtitles أنا لا أستعملها بعد الآن ، لأن المكان كله تفوح منه رائحة الثوم ، وأنا أكره الثوم
    Yardım etmek isterdim ama ağır görünüyor, iğrenç kokuyor ve ben bir kızım. Open Subtitles أود المساعدة لكنه يبدو ثقيلا وذو رائحة مقرفة وأنا فتاة
    Ağzı alkol ve nane kokuyor ve bir de çok fazla parfüm sürünmüş. Open Subtitles تفوح منه رائحة الكحول ونعناع النفس والكثير من الكولونيا.
    İçtiğin o çay, kedi çişi gibi kokuyor, ve dar kot üzerinde çok kötü duruyor. Open Subtitles الشاي الذي تشربه مثل رائحة بول القط وحتى ملابس الجينز لا تبدو جيدة بالنسبة لك.
    Kirliler, yağcılar, yiyecekleri kötü kokuyor ve işlerimizi elimizden alıyorlar. Open Subtitles انهم حقراء.. انهم مثيرين للاشمئزاز رائحة طعامهم كريهة و هم من يستولون على كل وظائفنا
    Çünkü bir şeyler fena kokuyor ve bu şeyler kesinlikle senin götürdüğün yiyecekler. Open Subtitles لان هناك شيء تخرج منه رائحة مقززة وانا متأكدة ان ذلك هو الطعام الذي احضرتيه
    Anne, o... gaz gibi kokuyor ve her zaman aşırı ısınıyordu... ve sanki çok yaşlıymış gibi. Open Subtitles أمي، تفوح منها رائحة الغاز وتكون محمومة طوال الوقت. أنها مجرد سيارة قديمة.
    Karısı onu terk etti çünkü nefesi kokuyor ve karısının çamaşırlarını giymeyi seviyor. Open Subtitles زوجته تركته لأن رائحة نفسه مقرفة ويحب أن يرتدي قميص نومها
    kokuyor ve tartıda artış sağlamıyor. Open Subtitles فهذا يُصدر رائحة كريهة كما أنه لا يظهر في النهاية على الميزان.
    Şu küçük düşünce deneyini yapalım. Michelin-yıldızlı yemek sunan bir restoran düşünün, fakat ortalık kanalizasyon kokuyor ve yerlerde insan dışkısı var. TED جرب هذه التجربة الفكرية السريعة تخيل مطعماً يقدم طعاماً ذو نجوم ميشلان ولكن في الواقع هذا المطعم به رائحة مجاري وهناك براز على الأرض.
    Çünkü bu sayfalar Linds gibi kokuyor ve yarın bu işi yapmak için vakit olmayacak. TED لأن هذه الصفحات لها رائحة مثيرة , ولأنه أيضا لا يوجد وقت لأي شيء آخر غدا .
    Dedi ki; "Dikkatle sigara içmek: bozuk peynir gibi kokuyor ve kimyasal gibi tadı var, İĞRENÇ!" TED وقالت، "التدخين الواعي: تنبعثُ منه رائحة الجُبنة الفاسدة وطعمه مثل الكيماويات، إنه مقززٌ كريه!
    Odadaki her şey çam ağacı gibi kokuyor ve çok iğrenç. Yapma. Open Subtitles هي تنظف أي شيء به رائحة إنه مقزز
    Deri döşemeleri çok güzel kokuyor ve yumuşacık sanki tereyağı gibi. Open Subtitles رائحة الجلد زكية جدا... و هي ناعمة كالكريمة.
    Burası çok pis kokuyor ve çok yağmurlu. Open Subtitles هذا المكان ذو رائحة كريهة وممطر
    Neri, farklı kokuyor ve son zamanlarda hamile kalmaktan bahsediyor. Open Subtitles أتعلمين, رائحة "نيري" مختلفه وهي تتحدث فقط عن الحمل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus