Rahip olmak her zaman kolay bir şey değil. Anlıyorum. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تكون قسيساً طوال الوقت، أنا أتفهم هذا |
Sayın Yargıç, bana anne ve babalık yapmak o kadar kolay bir şey değil. Okulda hep sorun çıkartıyorum ve kanunla başımı derde sokuyorum. | Open Subtitles | ،حضرتك، إنّه ليس من السهل وجود الوالدين أنا دائماً ما أُخفق في المدرسة |
Bak sana bir şey söyleyeyim her zaman en tepede kalmak kolay bir şey değil, evlat. | Open Subtitles | دعني أخبرك بشئ ليس من السهل أن تستمر جيداً يا فتي |
Birinin hayatını soğukkanlılıkla almak kolay bir şey değil. | Open Subtitles | سلبُ حياةٍ ببرود ليس أمراً سهلاً |
Doğru erkeği bulmak kolay bir şey değil. | Open Subtitles | ليس سهلاً أن تجد رجل مناسب |
- Paul. Arkada duran pas tutucuya top atmak o kadar kolay bir şey değil. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تضرب المتلقى و هو مستلقى على ظهرك |
Benim gibi yaşlı bir aptal için bir kadının bu işi yaptığını görmek kolay bir şey değil ama sen iyi bir polissin. | Open Subtitles | انظري، ليس من السهل لرجل عجوز مثلي ان يرى امرأة تعمل عمله، لكنكِ شرطية جيدة فعلاً. |
Bir yandan eşyaları toplarken, diğer yandan son kutlamaya hazırlanmak kolay bir şey değil. | Open Subtitles | ليس من السهل الاستعداد للنداء الأخير بينما نحزم أغراضنا |
Bir insanın hayatına son vermek kolay bir şey değil. Seni bunu yapmaya zorlasa bile. | Open Subtitles | ليس من السهل إزهاق حياة امرؤ حتى إذا أجبرك أحدهم على ذلك. |
21. yüzyıldan bir radyoyu 22. yüzyıldan bir zaman gemisiyle iletişime geçirmek kolay bir şey değil. | Open Subtitles | كما تعلمون، فإنه ليس من السهل محاولة الحصول على راديو القرن ال 21 للتواصل مع سفينة في القرن ال 22. |
Bunu başarmak hiç de kolay bir şey değil, ama yapılabilir. Yapılıyor hatta, birkaç şehirde şimdi yapılıyor, dünyada ve ülkemizde. | TED | ليس من السهل القيام بذلك، ولكن يمكن القيام به، وقد تم القيام به، ويجري الآن به في لعديد من المدن، حول العالم و في بلدنا نفسه. |
Sorun şu ki bu üstesinden gelmesi o kadar kolay bir şey değil. | TED | ولكن، ليس من السهل القيام بهذا. |
Prenses olmak kolay bir şey değil, ama bir göreviniz var. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تكوني أميرة لديك واجبات |
Hunt'ın şampiyon olma fırsatı var ama şampiyon olmak kolay bir şey değil. | Open Subtitles | إن (هانت) يملك فرصة للفوز الآن، ولكن ليس من السهل أن تصير بطلاً. |
İnsan hayatına sırtını dönmek kolay bir şey değil. Aynen. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تترك حياتك البشري. |
Gerçek benliğini kendine kabul ettirmek kolay bir şey değil. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تعترف لنفسك بحقيقتك |
İdollerimiz tarafından hayal kırıklığına uğratılmak kolay bir şey değil. | Open Subtitles | ليس من السهل أن ندع أسفل أعمالنا أصناما |
kolay bir şey değil özellikle de... | Open Subtitles | ليس من السهل فعل ذلك عندما.. |
Bir kâşifin kızı olmak kolay bir şey değil. | Open Subtitles | ليس سهلاً أن أكون ابنة عالم |