Bir aileye sevdikleri insanın öldüğünü söylemek hiçbir zaman kolay değildir. | Open Subtitles | أن تخبر عائلةً بأن فرداً منها قد توفي, ليس سهلاً أبداً. |
Kendini özgür bırak ve etrafındaki herşeyi gör. kolay değildir. | Open Subtitles | أطلقي عنانك لمشاهدة كل ما هو حولك هذا ليس سهلاً |
Sevgili çocuklar, bir rahibe olmak kolay değildir. | Open Subtitles | صغيراتي العزيزات، ليس سهلاً أن تُصبحن راهبات. |
- Yeni olmak kolay değildir. - Şuradan. | Open Subtitles | نعم ان تكونى جديده ليس سهلا ها هو المنزل |
Daima kolay değildir, daima mutluluğu getirmez... | Open Subtitles | ان الحب كالحياة ليس سهل دائماً ولا يجلب السعادة دائماً |
Bu şehirde iyi birisi olmak hiç de kolay değildir. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تكون رجلاً جيدًا في تلك المدينة |
Bir yaktan süt sağmak hiç de kolay değildir. | Open Subtitles | لبن الياك، الحقيقة أن حلب الياك ليس سهلاً |
Hayır, demek istediğim o yer pek kolay değildir ve istediğiniz şekilde de yaparsak daha fazla hazırlık yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | .. كلا، أعني أن ذلك المكان ليس سهلاً .. و إذا قمنا بالأمر كما ترغبين فلابد أن نستعِد أكثر |
Bir aileye tıbbın çaresiz kaldığını söylemek hiçbir zaman kolay değildir. | Open Subtitles | إنه ليس سهلاً أن تخبر عائلة أن العلاج لم ينفع |
Değişmek kolay değildir. İkinizin de bunu bilmeniz gerek. | Open Subtitles | حسناً , القيام بالتغيير ليس سهلاً أعتقد أنك من بين الناس تعرفين هذا ؟ |
Birinin çıkagelip ailenizi mercek altına yatırması kolay değildir. | Open Subtitles | ليس سهلاً عندما ينهار شخص ما ويضع عائلته كلها تحت المراقبة |
İşi yapa yapa öğrenirsin. Pek kolay değildir. | Open Subtitles | تعلَمي كيف تعملين كما هو مطلوب الأمر ليس سهلاً |
Buffy, biriyle birlikte yaşamak kolay değildir. Kalemlerini açtığında hepsi aynı boyda olsun diye cetvelle ölçüyor. | Open Subtitles | العيش مع شخص آخر ليس سهلا جدا ، بالذات بالنسبة لطفل وحيد |
Bizi nereye götürdüğünü veya ne olduğunu bilmek her zaman kolay değildir. | Open Subtitles | ليس سهلا ً دائما ص لمعرفة ماهو أو أين سيقودنا |
Patrick, özsaygı kazanmak kıyafet değiştirmek kadar kolay değildir. | Open Subtitles | باتريك الحصول على احترام الذات ليس سهلا مثل تغيير الملابس |
- Laklak etme. Sunuculuk yapmak öyle göründüğü kadar kolay değildir, tamam mı? | Open Subtitles | ان تكون في استضافه في التلفزيون ليس سهل كما يبدو .. |
Ejder kanı içen birini öldürmek pek de kolay değildir. | Open Subtitles | رجل يشرب من دم التنين ليس من السهل أن يقتل |
Bazen bu kolay değildir. | Open Subtitles | بعض الاحيان, وبعض الاحيان ليست سهله |
Sessizliği kırmak hiç kolay değildir ve dünyada yaşadığın bölgeye göre bir tecavüzü dile getirmek ölümcül bile olabilir. | TED | كسر حاجز صمتك ليس سهلًا على الإطلاق، واعتمادًا على مكان وجودك في العالم، قد يكون تحدثك علنًا عن الاغتصاب مميتًا. |
Fakat midye toplamak göründüğü kadar kolay değildir. | Open Subtitles | ولكن هذا الصامت ليس بالسهولة التي يبدو عليها |
Sana karşılık veren adamı vurmak kolay değildir. | Open Subtitles | ليس أمراًَ سهلاً أن تطلق النار على رجل يبادلك إطلاق النار |
Korkuyu değiştirmek kolay değildir. | Open Subtitles | إن الخوف ليس بالأمر الهين الذي يمكن تغييره. |
Genellikle görünmez olan bir topluluk, ışıklarını ortaya çıkarmak için sanatı kullanıyorlar ama görünmezlikten çıkış yolculuğu kolay değildir. | TED | هؤلاء الناس غير المرئيين معظم الوقت يستخدمون الفنون للخروج إلى النور، لكن رحلة الخروج من الظلّ تلك ليست سهلة. |
Patlayıcı madde elde etmek kolay değildir... | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون من السهل ض المواد المتفجرة للحصول على ... |
Ormanın büyük hayvanlarını avlamak asla kolay değildir. | Open Subtitles | اصطياد كبرى حيوانات الغابة لن يكون سهلًا |
Burası sizin girişiniz olabilir. İlk gelişinizde bulmak kolay değildir. | Open Subtitles | يمكن لهذا أن يكون مدخلك، إيجاده ليس أمراً سهلاً عندما تأتين للمرة الأولى |
Bu iş kolay değildir özellikle çevrede aynı şeyi yapmaya çalışan başkaları da varsa. | Open Subtitles | وهذا ليس بالأمر السهل عندما يتواجد أخرون حولك يحاولون القيام بنفس الشيئ بالظبط. |
Bir şeylere heyecanlanmak pek kolay değildir. | Open Subtitles | أتعلم، ليس من السهولة أن تتحمس بخصوص هذه الأشياء |