Senin gibi küçük bir herif, kolay lokma. | Open Subtitles | رجُل صغير مثلك، يكون سهل المنال. |
Acele etme. O kadar kolay lokma değilim. | Open Subtitles | ،ليس بهذه السرعة لستُ سهل المنال |
Düzensiz bir şekilde asılırsın ki, balık yaralı ve kolay lokma bir av ile uğraştığını zannetsin. | Open Subtitles | تشديه بقوة وعشوائية، حتى يحصل السمك على انطباع أنه يتعامل مع فريسة سهلة المنال |
Beni o arıyor. kolay lokma olacak bir miktar paranın olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | وقال ان هناك بعض الأمول وسهل الحصول عليها |
Müvekkilimi seçtiler çünkü çekingen biriydi ve kolay lokma olacaktı. | Open Subtitles | اختاروا موكلي مع العلم أنها كانت خجولة وتجعل علامة سهلة. |
O kolay lokma değil. Şamatasıyla bana işkence ediyor. | Open Subtitles | انها لا تتسلى انها تعذبني بتلك الضوضاء |
Jonah Prowse gibi suçlular bizim kolay lokma olduğumuzu düşünüyorlar. | Open Subtitles | المجرمون مثل جون يعتقدون اننا قد اصبحنا اهداف سهلة منذ الان. |
Unut gitsin, Skylar. Simmons, Frederickson gibi kolay lokma değil. | Open Subtitles | انسي ذلك يا (سكايلر),(سيمونز )ليس سهل المنال مثل فريدريكسون |
kolay lokma mı sandın beni? | Open Subtitles | أتعتقد أنني سهل المنال. ؟ |
Şu anki sorun, herkesin bizi kolay lokma olarak görmesi. | Open Subtitles | والمشكلة الآن أن الجميع يظننا فريسة سهلة. |
Bu seni kolay lokma yapar. | Open Subtitles | ذلك يجعلك فريسة سهلة |
Müvekkilimi seçtiler çünkü çekingen biriydi ve kolay lokma olacaktı. | Open Subtitles | إختاروا موكلتي لأنهم يعرفون أنها خجولة وستكون سهلة المنال |
Bizim gibi küçük kasabaları kolay lokma sanıp yok ediyorlar. | Open Subtitles | وهم يقومون بإبادة البلدات صغيرة كبلديتنا... لأنهم يظنون أننا أهداف سهلة المنال. |
Lennox, bana hiç de tipik sporcu sevgilisi malzemesi gibi gelmiyorsun. Miller entel kızların kolay lokma olduklarını sanıyor. | Open Subtitles | ميلر) يظن الفتاة الفنانة سهلة المنال) - وغير صحيح - |
kolay lokma olacak bir miktar paranın olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | وقال ان هناك بعض الأمول وسهل الحصول عليها |
Burayı gördün ve kolay lokma sandın. | Open Subtitles | رأيت هذا المكان وفكرته، علامة سهلة |
O kolay lokma değil. Şamatasıyla bana işkence ediyor. | Open Subtitles | انها لا تتسلى انها تعذبني بتلك الضوضاء |
Jonah Prowse gibi suçlular bizim kolay lokma olduğumuzu düşünüyorlar. | Open Subtitles | المجرمون مثل جون يعتقدون اننا قد اصبحنا اهداف سهلة منذ الان. |