Bunu kolaylıkla bir yansıtma ile veya Google Glass gibi bir şeyle yapabilirdim. | TED | كان بإمكاني بسهولة عمل ذلك من خلال عرض الصور أو نظارات جوجل، أو شيء من هذا القبيل. |
Yani belki Nicholas Spark'ın takımı biraz daha fazla çalışırsa kolaylıkla bir numara olabilir. Çünkü ilk sıraya yerleşen kişi neredeyse yanlışlıkla birinci olmuştu. | TED | لذا ربما لو عمل فريق نيكولاس سباركس بجهد أكبر يمكن أن يكون هو الأول بسهولة لأنه تقريبًا بالصدفة الذي انتهى به الأمر في القمة |
İkimizin de odadan yararlanabilmesi için kolaylıkla bir şeyler düşünebiliriz. | Open Subtitles | هذه فكرة رائعة , يمكننا أن نجد بسهولة طريقة نستمتع بالغرفة معاً |
Fok kolaylıkla bir gözünü kaybedebilir. | Open Subtitles | الفقمة يُمْكِنُ أَنْ يَفْقدَ عينَه بسهولة. |
Bir organda meydana gelenler kolaylıkla bir başka organda da uygulanabilir. | Open Subtitles | ما تشعرين به في أحد الأعضاء يمكن أنْ يتم استنسـاخه بسهولة في عضو آخر. |
Birkaç tane kutudan kolaylıkla bir masa yapabiliriz. | Open Subtitles | ... نستطيع بسهولة صنع طاولة بإستخدام بعض الصناديق |
Brown Adalarında beni bırakacak, oradan da kolaylıkla bir gemi bulabilirim. | Open Subtitles | سيوصلني إلى جزر (براون)، ويمكنني بسهولة الحصول على سفينة من هناك |
Üzücü olay hakkındaki düşüncelerinizi, geviş getirmek kolaylıkla bir alışkanlığa dönüşebilir ve bedeli ağırdır. Üzücü ve olumsuz düşüncelere odaklanıp zamanını harcarken kendinizi gerçekten önemli bir riske atıyorsunuz: klinik depresyon, alkolizm, yeme bozukluğu ve hatta kalp hastalıkları. | TED | الاجترار بشأن الأحداث المحزنة بتلك الطريقة يتحول إلى عادة بسهولة. وهي عادة مكلفة للغاية. لأن بسبب قضاء الكثير من الوقت في التركيز على الأفكار السلبية والمحزنة، أنت تضع نفسك في خطر كبير وهو أن تطور اكتئاب سريري أو إدمان الكحول أو اضطراب في الأكل. أو حتى مرض قلب و الشرايين. |
kolaylıkla bir delilik yapabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أجنّ بسهولة. |