Bu Kolonlar yalnızca tünelin çatısını değil yukarıdaki sokağı da taşımaktadırlar. | Open Subtitles | هذه الأعمدة لا تحمل سقف النفق فقط، بل الشارع الذي فوقها أيضاً. |
Sokakları ayakta tutan Kolonlar paslanıp çürüyecekler. | Open Subtitles | الأعمدة التي تحمل الشوارع مصنوعة من الفولاذ الذي سيصدأ ويتآكل |
Tamam, yani boş Kolonlar Kanadalı ayaklar için. | Open Subtitles | حسناً الأعمدة الفارغة هي للأقدام الكندية |
Biz sadece Kolonlar halinde toparliyoruz; ki boylelikle daha karmasik fonksiyonlari meydana getirebilmek icin daha fazla neokortikal kolonlarimiz olabilsin. | TED | قمنا بتجميعها في أعمدة بحيث أصبح لدينا المزيد من أعمدة النيوكورتيكال لأداء المزيد من الوظائف المعقدة. |
Kemer, Kolonlar, harika bir ışık. | Open Subtitles | المركز الرئيسي للكنيسة ، أعمدة ، ضوء سماوي |
Kolonlar, mimarinin temel modelleridir. | TED | الأعمدة هي النماذج المعمارية. |
Dışarıdaki Kolonlar yapıyı destekliyor. | Open Subtitles | هناك خط رفيع من الأعمدة موجود بكثافة |
Partnerimi bizimle burada buluşması için çağırıyorum. Kolonlar? | Open Subtitles | سأطلب من شريكي أن يقابلنا هنا الأعمدة |
Kolonlar yerinde ve 14 kenarı var... | Open Subtitles | الأعمدة هناك, أربعة عشر جانب |
O korint tarzdaki Kolonlar 1896'da Giuseppe Pegatto tarafından tasarlanmıştı. | Open Subtitles | تلك الأعمدة الأغريقية صممها (جسبي بغاتو) في 1896 |
Kolonlar, Kolonlar! | Open Subtitles | الأعمدة! الأعمدة! |
Kolonlar! | Open Subtitles | الأعمدة! |
Otantik demir döküm Kolonlar. | Open Subtitles | أعمدة من "الحديد المصبوب" الأصلي |
Kolonlar, Kolonlar! | Open Subtitles | الأعمدة، أعمدة! |
Kolonlar, Kolonlar! | Open Subtitles | الأعمدة، أعمدة! |