Eğer kolunu birkaç saat boyunca hareketsiz tutarsan... Kolundaki siniri felç edebilirsin. | Open Subtitles | لو ابقيت ذراعك مجمده لساعات يمكن ان تتلف اعصابك الى حد الشلل |
Bu Kolundaki çiçek hastalığı aşısından kalmış gibi görünen leke aslında sana özel bir kimlik, bir damga. | Open Subtitles | جرح الجدري على ذراعك نوع من انواع التعريف. |
Kolundaki kurşun sorun olmadan çıkartıldı. | Open Subtitles | و قد اخرجنا الرصاصه من ذراعه بلا اي مشاكل |
Şifre sağ Kolundaki dövmede. | Open Subtitles | إنه يضع وشماً بأرقام الخزينة على ذراعه الأيمن |
Uzaktan görürüm gümüş ışık altında kavalyesinin Kolundaki kadınları ayın şavkında küçük adımlarla yürürken ben de isterdim kolumda bir kadın olmasını. | Open Subtitles | أرى مـن بعيـد علـى الضـوء الفضـي* *سيدة على ذراع فارسها تفرح وتمضي أحلم بأن أمشي أنا أيضاً تحت الضوء الفضي مع سيدة |
Keşke yapabileceğim bir şey olsaydı. Kolundaki yara izi... Cadı işiydi, değil mi? | Open Subtitles | اتمنى لوكنتُ استطيعُ المساعدة تلكَ الندبة على ذراعها إنها ساحرة ، اليسَ كذلكَ؟ |
Özellikle de, Kolundaki izlerle. | Open Subtitles | خصوصاً مع وجود العلامات الواضحة على ذراعك |
Serbest bırakıldığın sırada Kolundaki iz geçmiş olacak. | Open Subtitles | وبمجرد أن يطلق سراحك ستكون العلامة التي على ذراعك قد اختفت |
Bu Kolundaki bıçak yarası için sana verdiğim antibiyotik. | Open Subtitles | هذا مضادك الحيوي الذي كنت اعطيك اياه لجرح السكينه الذي في ذراعك |
Kolundaki bu çürükler nerede oldu, Jennifer? | Open Subtitles | كيف حدثت هذة الكدمات علي ذراعك يا جينيفر ؟ |
Şifreyi Kolundaki dövmede bulacaksınız, anladın mı? | Open Subtitles | ستجدين الأرقام بالوشم على ذراعه أتسمعينني؟ |
Kollarını uzatmıştı. Kolundaki bütün deri soyulmuştu. | Open Subtitles | لقد مد يديه و كل الجلد كان يسقط من تحت ذراعه |
Kadın ve çocuğun Kolundaki yaralarda da tırnak cilası vardı. | Open Subtitles | أنثى وهناك طلاء للأظافر في الخدوش على ذراعه |
Birisinin Kolundaki diş izleriyle kalemdeki izleri karşılaştırabilirmisin? | Open Subtitles | هل تستطيعين تمييز آثار أسنان على ذراع شخص ما، إن كانت متوافقة مع آثار أسنان على قلم رصاص؟ |
Kolundaki hava yastığından ileri gelen kimyasal madde yanığını. | Open Subtitles | ذلك الحرقِ الكيميائيِ على كَ ذراع على ذلك الكيس الهوائي. |
Fidyecinin Kolundaki dövme Meksika Mafyası'nın işin içinde olabileceğini gösteriyor. | Open Subtitles | حسناً، الوشم المرسوم على ذراع الخاطف يشير لإمكانية تورّط عصابة مكسيكية بالعمليّة |
Büyük çoğunluk elektrik akımıyla oluşan ısının sebep olduğu yanıklar fakat sol Kolundaki bir yanık daha çok kimyasal yanığa benziyor. | Open Subtitles | وكانت غالبية الحرارية. لكن حرق واحد على ذراعها الأيسر هو أكثر يتفق مع حرق الكيميائية. |
Sol Kolundaki bir yanık daha çok kimyasal yanığa benziyor. | Open Subtitles | وقال سيد حرق واحد على ذراعها الأيسر تتسق مع حرق كيماوي. |
Kolundaki çizikleri görünce ben de öyle düşündüm, ama çok rastgele ve erkek kardeşi için fazla akıllıcaydı. | Open Subtitles | لقد فكرت في ذلك عندما رأيت الخدوش على ذراعها لكنه تهور جداً وذكي على الأخ |
Kolundaki ket yüzünden su içerken kolunu bükmesi zorlaşırdı. | Open Subtitles | أنبوب القثطرة في الذراع يجعل من الصعب رفع المرفق عند الشرب |
Kazağı mezarın üstüne düzgünce katlanmıştı... sonra arabaya geri döndü... ve kapı Kolundaki çengeli kaldırdı... çünkü sesler evin içinden geliyordu. | Open Subtitles | سترته كانت مطوية على القبر وعدنا إلى السيارة وكان الخطاف متعلق على مقبض الباب |
Kolundaki atardamar iyileşti yine de oksijen bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | الشريان العضدي إنه معافى لكننـا فقط نحتاج للأوكسجين |
Kolundaki bandajları değiştirelim, olur mu? | Open Subtitles | سوف نُغير ضمادات ذراعيك, إتفقنا ؟ |
- Kolundaki saati çalacağıma dair olabilir. | Open Subtitles | ربما, سأسرق الساعة من على معصمك |
Gömlek Kolundaki stop lambası parçacıklarından kurtulmak isteyebilirsin belki. | Open Subtitles | ربما ترغب في تنفيض بقايا الزجاج من كمك |