Ve hala elini kolunu sallayarak dolaşıyor. | Open Subtitles | ومازال حراً طليقاً |
Eğer Ben'e karşı bir şeyler hissediyorsan, katilinin elini kolunu sallayarak gitmesine izin verme. | Open Subtitles | إذا كان لديكِ أي مشاعر لـ(بن)، لا تدعي قاتله يذهب حراً. |
Bu yüzden suçlular elini kolunu sallayarak geziyor. | Open Subtitles | ويخرج المُجرم حراً |
An itibariyle mezara gömdüğüm bütün ruhlardan emdiği onca güçle aramızda elini kolunu sallayarak dolaşıyor. | Open Subtitles | إنّه الآن يجوب الحيّ بقوّة امتصّها من كلّ نفسٍ دفنتها في الحديقة. |
O adam bir yalancı, toplum için bir tehdit unsuru ve o elini kolunu sallayarak aramızda saklandığı sürece kimse güvende değil. | Open Subtitles | ذلك الرجل كاذب, ومجنون, وما دام يجوب الأرجاء طليقاً, ويختبئ بيننا, لن يكون أحد آمناً. |
Kanıt olmadan buradan elini kolunu sallayarak gidecektir. | Open Subtitles | -سيخرج حراً من دون أدلة . |
- Elini kolunu sallayarak geziyor... | Open Subtitles | -هو يتجوّل حراً ... -حسناً . |
O adam bir yalancı, toplum için bir tehdit unsuru ve o elini kolunu sallayarak aramızda saklandığı sürece kimse güvende değil. | Open Subtitles | ذلك الرجل كاذب, ومجنون, وما دام يجوب الأرجاء طليقاً, ويختبئ بيننا, لن يكون أحد آمناً. |
Bu piç kurusunun burada elini kolunu sallayarak dolaşmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا ترك ابن الفاجرة هذا يجوب المكان هنا. |