Bir adam tanıyorum, Karun kadar zengin, yine de komşularına tek birşey vermez. | Open Subtitles | أعرف رجلاَ غنياَ كالملوك ولا يعطني جيرانه شيئأَ |
Şüphelinin komşularına saldırmadığı hakkında sizi bilgilendirmem gerekir. | Open Subtitles | عليَ أن اُبلغكِ أن المتهم به لم يعتدي على جيرانه |
Dostum, komşularına saygı göstermeyi öğrenmelisin. | Open Subtitles | أنت بحاجة لتتعلم كيف تحترم جيرانك يا صديق |
Her zaman yaptıkları gibi komşularına yardım etme çağrısına cevap vermişlerdi. | TED | قاموا بما كانوا يقومون به دائما: أجابوا نداء خدمة جيرانهم. |
Özellikle Almanya komşularına bunu yapmaları için bastırıyor. | TED | تضغطُ ألمانيا في الحقيقة على جيرانها لعمل ذلك. |
Yani, belki unutmuşsundur, Marla, Şu olay oldu. İnsanlar,komşularına dikkat etmedi, ve patlamalar oldu. | Open Subtitles | و ليكن بعلمك الامور تحدث ، هناك اناس اهملوا مراقبة جارهم و انتهوا بالتفجير |
- komşularına cidden güveniyor olmalısın. | Open Subtitles | -ياللعجب, لا بد وأنكِ تثقين في جيرانكِ بالفعل. |
Sorumluk, bu adama yeteri kadar yardımseverlik göstermeyerek onu bu elektrik faturasıyla baş başa bırakan komşularına arkadaşlarına ve ortaklarına da aittir. | Open Subtitles | شركة الكهرباء لقطعهم الكهرباء وإنما على جيرانه واصدقائه ومقربيه |
Ya da komşularına çalıştığı yeri soralım. | Open Subtitles | ربّما يعرف بعض جيرانه مكانَ عمله. |
Gein tatillerde komşularına kendi eliyle hazırladığı tütsülenmiş geyik etinden verirdi. | Open Subtitles | المتواضع (غين) كان مشهورا بإعطاء الهدايا من لحم الغزال المشوي إلى جيرانه. كان يجهزه بنفسه. |
Böylece komşularına çaktırmadan buradan çıkarırız. | Open Subtitles | احاول ان اجد شيء اضعه فيه حتى نستطيع ان نخرجه بدون ان يشك جيرانك |
Etrafta dolaşıp, bütün komşularına sapık olduğunu söylemen gerekti mi? | Open Subtitles | هل عليك إخبار كل جيرانك أنك منحرف ؟ |
Tüm komşularına yemek yapar mıydın yoksa sadece Wally ve Anna'ya mı özeldi? | Open Subtitles | هل من عادتك الطهي لجميع جيرانك أم كان (وايلي) و (آنا) شخصين مميزين؟ |
Bırak bebekleri öldürsünler, kafalarla polo oynasınlar ve komşularına işesinler. | Open Subtitles | إتركهم يذبحوا الأطفال , يلعبوا العصا والكرة بالرؤوس ويتبولوا على جيرانهم |
Kendileri inanmasalar bile komşularına saygılı olmak için yapmalılar. | Open Subtitles | إن لم يكونوا يؤمنوا بذلك بنفسهم عليهم أن يحترموا جيرانهم على الأقل |
Yüzyıllardır kirli saçlar, durmadan komşularına savaş açmaktaydı, çünkü komşuları, şampuanın formülünü biliyordu. | Open Subtitles | لقرون، كان ذوو الشعر القذر في حالة حرب مع جيرانهم لان جيرانهم |
-Haber alamadık.-Evine git,komşularına bak, etrafa bak. | Open Subtitles | إذهب إلى منزلها وتأكد أنها بخير وإذا لم تجدها تفقد جيرانها بالحارة واسألهم عما يعروفون |
komşularına, buraya göndermelerini söyledim. | Open Subtitles | طلبت من جيرانها إرسالها إلى هنا |
- Ben bakarım. - Ya da, gözlüklü ürkütücü komşularına ne dersin? | Open Subtitles | سوف اقوم بذلك أو جارهم المخيفْ صاحب العين الزجاجية |
komşularına cidden güveniyor olmalısın. | Open Subtitles | -ياللعجب, لا بد وأنكِ تثقين في جيرانكِ بالفعل. |
En azından bir gün daha buralarda bekleyeceğini düşünüyorsan komşularına bir iyilik yap ve o lanet çimlerini biç! | Open Subtitles | وان ظننتي انكِ لن تنتظري ..على الأقل يوم واحد اعملي لجيرانك معروفاً |
Bir elektronikçi dükkanı vardı. komşularına cep telefonu satmış. | Open Subtitles | كان يملك محلا لبيع الأجهزة الالكترونية باع هواتف خلوية لجيرانه |