Belki yaşlı kadının dediği gibi bize deli diyecek bir-iki komşuya rastlarız. | Open Subtitles | ربما سنصادف أحد الجيران وسيقول لنا بأننا مجانين كما فعلت السيدة العجوز |
Bu sabah evin yanından geçtiğini söyleyen yan komşuya konuştum. | Open Subtitles | تحدثت مع الجيران قالت بأنها مشت قرب المنزل هذا الصباح |
Babası da ümitsizlik içinde komşuya gidip 2.500 dolar ödünç almış. | TED | ووسط حالة من اليأس، قصد أبوها الجار ليقترض منه 2,500 دولار. |
Sadece komşuya annenin kamyonda kilitli kaldığını söyle. Evet! | Open Subtitles | فقط أخبري الجار أن أمكِ عالقة في شاحنة كبيرة |
Gündüz vakti kilitlenmez dükkân. Ayıp konu komşuya. Onlardan şüpheleniyor gibi olur. | Open Subtitles | لا يجب أن يُغلق المحل بوقت الظهيرة، فهذا سيسيء للجيران |
Eşim bunu birkaç hafta önce bir komşuya çektirmiş. | Open Subtitles | زوجتي طلبت من جار لنا أن يلتقطها منذ أسبوعين |
Elektrikli ütümüz yoksa komşuya gider hep beraber ütü yapardık. | Open Subtitles | إن لم يكن لدينا مكواة كهربائية كنّا نذهب إلى الجيران ونكوي سويًا |
Bir komşuya bakılırsa, Binbaşı Carter Cumartesi sabahı 8.30 civarında ayrılmış. | Open Subtitles | وفقا لأحد الجيران ، ميجور كارتر غادرت حوالى الثامنة والنصف صباح السبت |
O yüzden kimse annemin bir komşuya hediye vermek için karşıya geçtiğini fark etmedi. | Open Subtitles | حسناً، لم يلاحظ أحد عبور أمي الشارع لإعطاء الجيران هدية |
Bir şey görmüş mü diye komşuya gittim. | Open Subtitles | قصدتُ منزل الجيران لأرى إن كان قد رأى شيئاً |
Beni komşuya bırakmışlardı ve beni almak için geri döneceklerine söz vermişlerdi. | Open Subtitles | تركاني لدي الجيران ووعداني انهم سيأتيان كي يحضراني |
komşuya gitmeni istiyorum. Oradan polisi ara. | Open Subtitles | أحتاجكِ أن تذهبي إلى منزل الجار وتتصلي بالشرطة |
-Seks suçlusu komşuya odaklanmıştın herkes gibi, ancak istatistiksel olarak çocuk katilleri genelde akrabalardan biridir. | Open Subtitles | لقد كنتى تتهمين الجار المعتدى الجنسى من لا يفعل ؟ لكن إحصائياً معظم حالات قتل الأطفال |
komşuya göre de bazen çocukla vakit geçiriyor. | Open Subtitles | الجار يقول أنّه يبقى بالمنزل مع الطفلة. |
Belki de Penny'den çalıp, yan komşuya satıyordu. | Open Subtitles | ربما كان يسرقهم من " بيني " كي يبيعهم للجيران |
- Bu akşam yalnız kalalım diye Chuckie'yi komşuya gönderdim. Süper. | Open Subtitles | لقد أرسلت (تشكي) للجيران حتى نكون لوحدنا الليلة |
komşuya gitmeye çalışın. | Open Subtitles | حاولو الوصول للجيران |
Yanlızlığı günlük muhabbetlerle geçiriyor eski oyuncaklarını küçük arkadaşlarla paylaşıyor bir komşuya eşyaların taşınmasında yardım ediyor. | Open Subtitles | يطردون الوحدة بالمحادثات العادية يتشاركون الكنوز القديمة مع صديق صغير يساعدون جار على القيام بحركة صعبة |
Bütün bu yağmacı ailelerinin neden olduğu fiziksel savaş, şehir diken üstünde, komşu bile komşuya karşı. | Open Subtitles | عوائل كاملة من المسلوبين المدينة على الحافة فيما يظهر كل جار ينقلب على جاره |
Düşman olduğu sanılanların, zararsız bir komşuya dönüşebildikleri bir yer. | Open Subtitles | وَ حيث يكون من اعتبرناه عدوّاً جاراً لطيفاً |
Sokağın karşısındaki komşuya Sophie'nin eski türde fotoğraflarını çektirmişler. | Open Subtitles | جارهم في الشارع المقابل كلفه الوالدين بأخذ صورة لـ " صوفي " من النوع العتيق |
Ama ben, beni aramayan gizemli komşuya takılıp kaldım. | Open Subtitles | ولا أزال متعلّقة بالجار الغامض الذي لم يتصل |