| Enerji ve endüstri komitesinin olağan gözden geçirme toplantısı başladı. | Open Subtitles | بإشراف وكالة حماية البيئة ستبدأ جلسة سماع لجنة الطاقة والصناعة |
| Ara sıra ahlak komitesinin başının seni yenmesine izin vermek normal değil mi? | Open Subtitles | لا خطأ في السماح لرئيس لجنة الأخلاقيات بالإنتصار عليك بين حينٍ و آخر |
| Nobel Ödül komitesinin kapımı çalmasını beklemiyorum fakat ufak bir adımdır. | TED | ولا أنتظر من لجنة جائزة نوبل أن يطرقوا بابي، لكنه جهد متواضع، أو شيء بسيط. |
| Parti planlama komitesinin başkanı olarak yürüttüğüm ilk yıIbaşı bu oluyor. | Open Subtitles | هذا أول حفل عيد ميلاد من تنظيمي كرئيسة للجنة تنظيم الإحتفالات |
| Kadınlar komitesinin katkısını garantiye alacaksın. | Open Subtitles | خلال دقائق، ستقومين باستلام مساهمة من تلك اللجنة للسيدات |
| Saygın bir iş adamı ve şehrin önde gelenlerinden. Belediye başkanı, onu Kraliçeyi Karşılama komitesinin başına getirdi. | Open Subtitles | رجل أعمال محترم وزعيم مدنى كان سيترأس لجنة إستقبال الملكة |
| Enerji ve endüstri komitesinin bugünkü oturumu başlamıştır. | Open Subtitles | جلسة إستماع لجنة الطاقة و الكهرباء ستبدأ الآن |
| Enerji ve endüstri komitesinin temiz hava yasa tasarısının görüşüleceği bu oturumu başlamıştır. | Open Subtitles | إجتماع لجنة الطاقة والصناعة هذا لتناول موضوع إعادة تفويض مرسوم تنقية الهواء سيبدأ الآن |
| Üzgünüm Arun, bunu soruşturma komitesinin karşısında açıklarsın. | Open Subtitles | اسف يا آرون قل ما تريد أمام لجنة التحقيقات القوا القبض عليه |
| Balo komitesinin başkanı olmaya çalıştığında kötüydün. | Open Subtitles | عندما حاولتي أن يكون لديك مكان في لجنة الهوم كامينج لقد كنت سيئة |
| Balo komitesinin yardıma ihtiyacı var. | Open Subtitles | تحتاج لجنة الحفل إلى كل المساعدة المتوفرة |
| Ordu Hizmetleri komitesinin rütbeli bir üyesi. | Open Subtitles | إنها عضو عالي المكانه من لجنة الخدمات في الجيش لم اصوت لها |
| Zencilere oy hakkı için bağış komitesinin üyesiyim de. | Open Subtitles | أنا جزء من لجنة جمع الأموال الخاصة بحقوق تصويت الزنوج. |
| 26 kez 26 farklı suçtan araştırma komitesinin huzuruna sevk edildim. | Open Subtitles | ستة وعشرون مرة من أجل 26 اتهام تم إحضاري أمام لجنة التحقيق |
| Dermatalojiden Carlson ile konuş. Bütçe komitesinin başında o var. | Open Subtitles | تحدث إلى "كارلسون" في قسم الجلدية فهو مدير لجنة الموازنة |
| Bu sene balo komitesinin başkanı Crissy, balo için tema olarak Hollywood'u seçmiş. | Open Subtitles | تعلمون ان كريسي ستكون نجمة هوليود مع موضوعها هذه السنة بما أنها رئيسة لجنة الحفل |
| Biliyorsun burası, Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme komitesinin sağladığı özel ödeneklerle kurulmuş bir yer. | Open Subtitles | أتعلم أنّ هذا المكان ممّول عن طريق منحٍ خاصة من مقر لجنة الأنشطة الأمريكية |
| Ayrıca seçim komitesinin ilk toplantısına davetli olduğunu da söylememi istedi. | Open Subtitles | وأمرني أيضا أن أخبرك أنك مدعو لحضور الاجتماع الأول للجنة الانتخابية |
| Hassan Khadija’ya güvenlik incelemesinin nasıl işlediğini anlattı. İhtiyaç duyduğu belgeleri toplamasında ve soruşturma komitesinin önüne çıkmasına yardımcı oldu. | TED | شرح حسان لخديجة كيف تتم عملية التدقيق، وساعدها على جمع الأوراق المطلوبة والاستعداد للذهاب للجنة التدقيق. |
| Senatör Dilbeck, şeker alt komitesinin başkanı, anladın mı? | Open Subtitles | عضو الكونجرس رئيسُ اللجنة الفرعيّةِ على السُكّرِ، موافقة؟ |
| Adam Silikon Vadisi'ne çalışıyor ve kısıtlamasız internet komitesinin başında. | Open Subtitles | يتبع لقطاع وادي السيليكون ، ويترأس اللجنة القضائية ، وهو محايد كليا |
| Dolayısıyla balonun başarılı olması veya olmaması eğlence komitesinin üyeleri olan sizlere bağlıdır. | Open Subtitles | لذا، النجاح أَو فشل الحفلة الراقصةِ يَستندُ إلى أكتافِكَ كأعضاء لجنةِ الضيافة. |