Yemekte seninle beraber ne kadar tatlı vakit geçirdiğimizi konuşuyorduk. | Open Subtitles | كنا نتحدث عن الوقت الممتع الذي أمضيناه أثناء العشاء برفقتك. |
İyi, Sen ve Rita kilisedeyken Rocky ve ben Wally ile konuşuyorduk. | Open Subtitles | انا وروكي كنا نتحدث مع والي عندما كنت مع ريتا في الكنيسة |
Bir başkası hakkında konuşuyorduk ama senin taleplerini yanıtlamak için ara verebiliriz Gerard. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن شيء آخر لكن يمكننا التوقف كي نعالج مشاكلك يا جيرارد |
Bundan bir iki yıl sonraydı oyuncu olan bir arkadaşımla yemek yiyorduk ve bunun ne kadar absürd olduğunu konuşuyorduk. | TED | ربما بعد سنة أو أكثر، كنت أتناول الغداء مع ممثلة والتي كانت صديقة لي وكنا نتكلم كم أن هذا غير معقول. |
Depodaydık ve Pam'e oraya yapmasını söylediğim duvar resmi hakkında konuşuyorduk. | Open Subtitles | كنا في المستودع بينما كنا نناقش اللوحة التي كلفت بام برسمها |
Evliliğimiz hakkında konuşuyorduk ve şimdi benim finansal işlemlerimi tartışıyorsun. | Open Subtitles | حسناً، أنتِ من غيّرت مسار الموضوع، كنّا نتحدّث عن زواجنا، |
Dönem tatilinden hemen önce, Kanlı Mary'i hakkında söylenenler ve sitelerle ilgili konuşuyorduk. | Open Subtitles | قبل إجازة الفصل كنا نتحدث عن التعليقات ما يقوله الأولاد عن ماري الدموية |
- İlk başta konuşuyorduk, sonra yürüyüş yapmaya başladık... -Neden lale? | Open Subtitles | في البداية, كنا نتحدث, ومن ثم مشينا معا لماذا زهور التوليب؟ |
Geleceğimiz hakkında konuşuyorduk, ve birlikte yaşamak bir sonraki aşamamız. | Open Subtitles | كنا نتحدث عن المستقبل و العيش سوية هي الخطوة التالية |
Bu yüzden biz biraz konuşuyorduk eğer harika olacağını düşündüm. | Open Subtitles | حتى ظننت أنه سيكون أمرا رائعا إذا كنا نتحدث قليلا. |
Yayılmaya değer fikirler hakkında konuşuyorduk değil mi? | TED | نحن نتحدث عن أفكار تستحق الإنتشار، أليس كذلك؟ |
İki hafta önce eşim Katya ile beraber mutfakta oturuyorduk ve bugün size anlatacağım konu hakkında konuşuyorduk. | TED | خلال الأسبوعان الماضيان كنتُ اجلس على طاولة المطبخ بصحبة زوجتي كاتيا وكنا نتحدث عما سأخبركم عنه اليوم |
Dün yazdırılmış DNA hakkında konuşuyorduk, bu fantastik de olabilir korkunç da. | TED | أعني،بالأمس كنا نتحدث عن الدي إن إيه المطبوع، والموضوع يمكن أن يصبح رائعًا أومرعبًا. |
Arkadaşım, benim de başka bir pozisyonda olduğum MIT'de Finans Mühendisliği Laboratuvarı'nın başkanı ve o sırada kanser hakkında konuşuyorduk. | TED | الذي يعتبر رئيس مختبر الهندسة المالية بمعهد ماساتشوستس للتكنولوجيا, الذي لي فيه أيضا منصب, و كنا نتحدث عن السرطان. |
Bir gece, yedi yıl sonra, birkaç arkadaşımla dışarıdaydım ve girişimci yaşamından konuşuyorduk. | TED | ذات ليلة، بعد 7 سنوات خرجت مع بعض الأصدقاء وكنا نتحدث عن حياة رائد الأعمال. |
Afganistandan gelenler ile de Gelenekler ve insanların bunları algıları konusunda konuşuyorduk. Bamiyan Buddha heykellerinin yıkılması trajedisi üzerine duruma daha olumlu bir yoldan bakabileceğimiz bir öneri sundum | TED | لذا، كنا نتحدث عن الخلافات بين التقاليد ويتصور الكثير من الناس ومأساة تدمير تماثيل بوذا في باميان، ولكني قدمت اقتراحا ربما يمكن أن ننظر إلى هذه المسألة بطريقة إيجابية. |
Geçen gece Waybourne hakkında konuşuyorduk. | Open Subtitles | كنا نتحدث الليلة الماضية عن الفتاة وايبيرن |
Geçen yıl seçtiğin büyük zürafayı konuşuyorduk. | Open Subtitles | كنا نتكلم عن الزرافة الكبيرة التي اخترتها العام الماضي. |
Yazıda yerelliğin rolü ile ilgili konuşuyorduk ve bir anda aklıma bir şey dank etti. | TED | كنا نناقش دور المحلية في الكتابة، عندما فجأة تنبهت. |
Senin hakkında konuşuyorduk ilişkiler hakkında konuşuyorduk ve beni öptü. | Open Subtitles | كنّا نتحدّث عنك، كنّا نتحدّث عن العلاقات، ومن ثمّ قبّلني. |
Ne? Dur. Filmi konuşuyorduk. | Open Subtitles | انتظري دقيقة الى اين انتي ذاهبة نحن نتناقش عن الفلم |
Molly ve ben eve birisini almayı konuşuyorduk. | Open Subtitles | تعرفين، مولي وأنا كنا نتكلّم حول حاجتنا لمدبرة منزل. |
Dün müzik konuşuyorduk adını duymadığım bir sürü grubun albümünü gösterdi. | Open Subtitles | لا أعرف , تكلمنا عن الموسيقى الليلة الماضية و أسمعني بعض الفرق اللتي لم أسمع عنها أبدآ |
Kendini bugün biraz kötü hisseden Alice'le konuşuyorduk. | Open Subtitles | نحن نَتكلّمُ مع ألِس، الذي لَهُ a حالة الكآبةِ اليوم. |
Çünkü konuşuyorduk. Kahve içiyorduk ve konuşuyorduk... | Open Subtitles | لأننا كنا نتحدث، نشرب القهوة .. ونتحدث سوية ً |
Albayla beraber bir takım şeyler hakkında konuşuyorduk. | Open Subtitles | انه أمر مستعجل جداً , الكولونيل و أنا قد تناقشنا بالأمر |
Birlikte yaşamaktan konuşuyorduk ya? Sen nişanlanmakla ilgili imalarda bulundun? | Open Subtitles | عندما تحدثنا عن الانتقال للعيش معاً كنت تلمحين إلى الخطبة |
Bir şeyi yoktu. Gezimizden konuşuyorduk. | Open Subtitles | لقد بدا بخيرٍ, بينما كنّا نتحدثُ عن رحلتنا |
Yo, Ray ile vasiyetler hakkında konuşuyorduk, o istemiyor da. Ya? | Open Subtitles | كنت اتحدث أنا وراي عن الوصية وهو لا يريد كتابة وصيته |
Bir sistemi varsa, neden daha yüksek bahisle oynamadığını konuşuyorduk. | Open Subtitles | كنا نقول لو كان لديه نظام معين لما لايربح المزيد |
Yönetici Bey'le size iyi gelecek bir şey bulmak hakkında konuşuyorduk. | Open Subtitles | لقد كنت أتحدث مع السيد المدير من أجل ايجاد عمل لك |